Hiç
kekremsi su yolu eşliğinde
dans ettin mi kuzgunlarla beynindeki dizginleri ne yaptın sırılsıklamdı gece bir nahos çıglık yukseldi ayla beraber tan agardı kan morardı sevişmelerden geliyorum mezarlıktan hattuşaş dediğinde hep dudakların kıvrımlar bezedi eteğimin kenarına kendimizi yedik biz. hoşlanmıyorsun galiba karmaşadan fahrenayt ile kevgir gibi baz aldım bir edepsizlikten birtakım kur/t/ların yanlızlıgından haz aldım ben çeyiz düzmem gerekirdi, mantıklı olunursa çözerdi İbrahim ama ya kaprisli ise ismail! küstü bünyemin çiçekleri sen ve kıvrımlarında yatan yaz kaça kaçtın kaça uçtun ispanyolca? seyrek bir halin oluşmuş, ben metafordan sevdiydim seni usanmaz gecenin yalnızlığından kırdınmı kapının kolunu kaçmak için? sonsuzluğun eşiğiyle taşıdınmı tenini varmı sopası belleklerinin sardınmı yoksa anılarını kuduzdu yıldızlarının hepsi namussuz bir boşluğa saldım yanımı yıldızlar gibi parıldadı göğün yüzü doğa ve toprağın güneş tadında alazın eş zamanlı tüm türevleri boynunu büktü ansızın Veyselin sözü bazı yollar eskir Kaça uçtun İspanyolca? sayıştay kararı gibisin, sinsice geliyorsun bazı yanların tümseğe dogru konuçlanmak gibi incir üssüne ülkemin karaciğer sancısı kadar sulak bir o kadar topaç yanlısı yurdumun kurgularından vazgeçsene. eski vagonlar trigonometri kadar uzak bana şeyh ül vesselam kırması alyanak omzunda duran arkadaşların feci ikilemdir yazın hiç endamın kaçar oldu mu yüzünden? yazın ne zaman senin. enderun keşfi kadında kalbin topagı erkeğe ve bir takım sentezleri kadîrde bin defa söyledim betimlemelerini yorgan üstüne sürme. kaçtı çayımın sekeri bir ara anlatırım nasıl sürtündüğümü yollara fevri midir yollar yoksa ardında yatan noter midir iç çekişlerimin. gaz yağı döküp süpürdüm yolları kaşık saldırsam hazlarına bir takım notaların gelişine dem vurmaktan başka nedir? kısa duyguların üzerinden dem vuran ışık hüzmeleri sancıdı sokak lambaları eğilirdi saygıdan çöl gibi yatanların üzerinde gölgelerin tecimsel tüm sanrılarını kusup gittin bahara çiçek bile tohumuna yeşerir, boylu boyunca sereserpe üzülen bavulunda arzuya ait tüm incileri bir çırpıda yedi sansar benzeri küçük kız açıkta kalan yedi adet kurabiye susuz mamullerden tiksinen ben açıklamalarına maruz kalan biriyim, nice tekilgen ikilemlerin bir numarasında böcek var. sokak çığlığında yatan ışıklarının hakkını savunan kim? |
Tezeneye gün doğmadan dönsene
çiçek bile tohumuyla yeşerir
Tezeneye gün doğmadan dönsene ----İbrahim Kurt ---Ne desem ilhamlık şiirlere bir dörtlükte benden gelsin kutluyorum