Ohal
ey beyaz mevsim, ey rüzgarın dili
ölebilir insan göz göze gelebilse ama bu şeytanlık bir çiğ üzerimde.... çatı çöktü yağmurdan ortada kaldı pas pas, aşağıda insanlar ve komşular şikayetçi pencereleri kapalı ah annem! bekler beni çatıda saklandığım için... eden bahçeleri, güzel senfoni anatomik ağaçların altında yılanların yaşadığı yer ... düğün yaparken vantrilok senatolar oynayalım çingene fuck out yanlızca bir kelime ve yani nasıl belirtteyimki öyle gözümü açsam herkes terörist yada yanlızca coşku ve inat eh, gürültü yapan kim? ... ah! gökyüzü güzel jandarma pencereden giriyor odaya. tok! tok! yangın çıkışı! ve sonra, giyotine vurdular başımı oysa çok etkilenmiş görünmüyordu cellat ama arkadaşı belki üzülmüştür havva’nın fırat nehrine atıldı bedenim yüksek bir köprüden ama büyük bir çoban köpeği çıkardı onu nehirden geçiyordu yanlızca ordan tralala markizi, elini uzattı ona bir cumhuriyet havası sonra mehtap ah! hepsi ay yürüdüğü zaman yaz akşamlarında sessiz coşkusunda! geçiş sırasında ve kapalı, geniş siyah gri bulutların arasından! çıkmak yukarı, kaybolmak bir vaftiz havasında! yıldız körlüğe ulaştı, ölümcül deniz feneri göçmen uçuşlar telaşlı! intihar gibi steril bir tablo, kongre yorgunluğundayız, eşbaşkanlık; buz tutmuş kafatası, çiziyor kağıtları bizim çaresiz bürokrasi; ohal, son uyuşukluk |