hiçkekremsi su yolu eşliğinde dans ettin mi kuzgunlarla beynindeki dizginleri ne yaptın boş harflere baksana... sırılsıklamdı gece bir nahos çıglık yukseldi ayla beraber tan agardı kan morardı sevişmelerden geliyorum mezarlarından hattuşaş dediğinde hep dudakların kıvrımlar bezedi eteğimin kenarına kendimizi yedik biz. hoşlanmıyorsun galiba karmaşadan fahrenayt ile kevgir gibi baz aldım bir edepsizlikten birtakım kurların yanlızlıgından haz aldım ben çeyiz düzmem gerekirdi, mantıklı olunursa çözerdi İbrahim ama ya kaprisli ise Ali! küstü bünyemin çiçekleri sen ve kıvrımlarında yatan yaz kaça kaçtın kaça uçtun ispanyolca? seyrek bir halin oluşmuş, ben metafordan sevdim seni usanmaz gecenin yalnızlığından it olsan anlardın kırdınmı kapının kolunu? sonsuzluğun eşiğiyle taşıdınmı telini varmı sopası belleklerinin sardınmı yoksa anılarını kuduzdu yıldızlarının hepsi namussuz bir boşluğa saldım yanımı yıldızlar gibi parıldadı göğün yüzü doğa ve toprağın güneş tadında alazın eş zamanlı tüm türevleri boynunu büktü ansızın veyselin sözü bazı yollar eskir Güzelligin on para etmez sayıştay kararı gibisin, sinsice geliyorsun bazı yanların tümseğe dogru konuçlanmak incir üssüne vatanımın karaciğer sancısı kadar sulak bir o kadar topaç yanlısı yurdumun kurgularından vazgeçsene. eski vagonlar trigonometri kadar uzak bana şeyh ül vesselam kırması alyanak omzumda duran karşıdışların feci ikilemdir yazın hiç endamın kaçar oldu mu ? yazın ne zaman senin. enderun keşfi kadında kalbin topagı erkeğe hazreti ali kılıcı bende ve bir takım sentezleri kadîrde bin defa söyledim betimlemelerini yorgana sürme diye. kaçtı çayımın sekeri bir ara anlatırım nasıl sürtündüğümü yollara arşın nedir? nasıl morarır yollar? fevri midir yollar yoksa ardında yatan noter midir iç çekişlerinin. gaz yağı döküp süpürdüm yolları kaşık daldırsam hazlarına bir takım notaların gelişine dem vurmaktan başka nedir? kısa adımlara dem vuran ışık hüzmeleri sancıdı sokak lambaları eğilirdi saygıdan tanrı olsan kaç yazar çöl gibi yatanların üzerinde gölgelerin tecimsel tüm sanrılarını kusup gittin bahara çiçek bile tohumuna yeşerir, boylu boyunca sereserpe üzülen bavulunda arzuya ait tüm incileri bir çırpıda yedi sansar benzeri küçük kız açıkta kalan yedi adet kurabiye susuz mamullerden tiksinen ben açıklamalarına maruz kalan biriyim, nice tekilgen ikilemlerin bir numarasında böcek var. üşüyen tüm türklerin sokak çığlığında yatan ışıkların hakkını savunan kim? |