Kiraz
günlerde baskı hatası var
Ömrümde vefa Zafer gecelerinde tan yeri kadar saltanatım var bu evler beni basıyor çok hüzünlü bir şarkıya benziyor odalar duvarlar kendi aralarında dedikodu yapıyor lamba kapı aralığında kırılmış çatıda yangın damlalar üç saniye ve tanımlar değişir göz göze geldikten sonra denize mavi der misin bir daha? saat ne kadar geç olmuş değil mi istersen sabaha da kal kahvaltı için hiçbir şey yoksa bile istersen öğleyede kal akşama kadar buluruz bir şeyler istersen geceye de kal, gitme tükenene dek var vakit, seviş benimle meşaleler ısıtır o soğuk havayı oysa köprüden geçerken aklımdaydı kazandık derken küme düştügümüz maçları beyaz düğündü yada ilk aşk, siyah saçların yada ben bunun gibi belirsiz orta şut karışımı hediyen el ele tutuşmuş siyahla beyaz, biri neşeli biri hayalci aslında okumuştuk gözlerinde silinen düşünceyi maviyi hatırlamak kanattı kıyıları hemde denizin o en gri zamanı insanlar bağırış çağırış! ve sebebi yine sensin beyaz papatyalar var camda ve senin adın yazıyordu ana okulunda çocuklar anlamadı tabelaya neden baktığımı yol üstünde bir lokanta senin adın yazıyordu camında niye dedim ne gerek vardı ya yemekleri cok acıdır yada umutsuzdur tatlıları geceden sonra bir şey kalmadı iki adım yolda daha ne vardı Hayat bir kızıl meydan bir yangın tenhalığındaki yerin uçurumundan usulca geçerken ayin Dolunay çıkarken bu yerin Şimdi sen bağır bağır duyanlar ölmüştür duyabilecekler sağır Çünkü herkes aynı köprüden geçmemiştir Çaresi yoktur hüznün Kendini ilaç sanır. |