0
Yorum
2
Beğeni
4,0
Puan
1623
Okunma

günlerde baskı hatası var
Ömrümde vefa
Zafer gecelerinde tan yeri kadar
saltanatım var
bu evler beni basıyor
çok hüzünlü bir şarkıya benziyor odalar
duvarlar kendi aralarında dedikodu yapıyor
lamba kapı aralığında kırılmış
çatıda yangın damlalar
üç saniye
ve tanımlar değişir
göz göze geldikten sonra
denize mavi der misin bir daha?
saat ne kadar geç olmuş değil mi
istersen sabaha da kal
kahvaltı için hiçbir şey yoksa bile
istersen öğleyede kal
akşama kadar buluruz bir şeyler
istersen geceye de kal, gitme
tükenene dek var vakit, seviş benimle
meşaleler ısıtır o soğuk havayı
oysa köprüden geçerken aklımdaydı
kazandık derken küme düştügümüz maçları
beyaz düğündü yada ilk aşk, siyah saçların yada ben
bunun gibi belirsiz orta şut karışımı hediyen
el ele tutuşmuş siyahla beyaz, biri neşeli biri hayalci
aslında okumuştuk gözlerinde silinen düşünceyi
maviyi hatırlamak kanattı kıyıları
hemde denizin o en gri zamanı
insanlar bağırış çağırış!
ve sebebi yine sensin
beyaz papatyalar var camda
ve senin adın yazıyordu ana okulunda
çocuklar anlamadı tabelaya neden baktığımı
yol üstünde bir lokanta
senin adın yazıyordu camında
niye dedim ne gerek vardı
ya yemekleri cok acıdır yada umutsuzdur tatlıları
geceden sonra bir şey kalmadı
iki adım yolda daha ne vardı
Hayat bir kızıl meydan
bir yangın tenhalığındaki yerin
uçurumundan usulca geçerken ayin
Dolunay çıkarken bu yerin
Şimdi sen bağır bağır
duyanlar ölmüştür duyabilecekler sağır
Çünkü herkes aynı köprüden geçmemiştir
Çaresi yoktur hüznün
Kendini ilaç sanır.
4.0
100% (1)