YOKLUĞUNDAGeceler de aynı sanılır ya gündüzler de Oysa anlamca ne de kofturlar yokluğunda Ne esen rüzgâr fısıldar adını bana Ne doğan güneş verir göz kamaştıran Ruha derinden tesirli tarifsiz ışıltını Ve yine de tüm ağırlığıyla sürer yitirim Her anımda yaşanılan tek şey gerilim. İzi kalmaz mı hiç karda yürümüş olsan Gönül sahrasına sendin yağmurla dolan Eskidi dinlemekten hazan seyrinde şarkılar Nereymiş ki o heyecan katan anlamlı bakışlar Anladığım çok şey var, bir boşluktayım Savruluşun öyküsünü hem de her geçen gün Uykuya kıyarak yazmakta, yazmaktayım. Uzak ve ulaşılmazdır gülmeler artık Ana nasıl da mührünü vurmuş karanlık Bir fasıl daha geçiyor sessizliğin kıyısında Dalgalar bile yıpratamaz oldu dik kıyıları Yapraklar düşmek istemez ki öyle sebepsiz İzbelerdeyim ve serkeşliğin tam deminde Sana açılıyor her kapı düşlediğimde. Kanatlarım olsa da uçmak niye ki Dilimde birkaç hece o da ismindi Sanki senden önce hayat değmemiş bana Dilimde birkaç zikir, ellerimse havada. Ayrılık ne de çekilmez bir yaradır Açma sakın ha, kanayan sol yanımdır Ve bitsin isterim ansızın bu kâbusu Sevmek dedikleri şey kiminde verir can Niçin bendeki yaralar kanar, akar kan. Dizlerim yıprandı, nasır da tuttu ayaklar Seni saramadı ya mahzun kalandır kollar Onca emeğin, alın terinin hasadı mı bu Yokluğunda her dem yoksunluğundu vurgu. Güllerin soluşu, kalplerin ebeden duruşudur Suyu, toprağı da olsa açmamaya karar Bülbüllerin gül bahçesini unutuşudur Yokluk, yaşanabilecek en yaman talan Ve o her geçen gün derinden de kanayan. Gölge ozan istemez asla ayrılığı, yakandır Sevdiklerinden ayrı kalmak müebbet hazandır Eldeki kazma, kürek işleyemez bağ, bahçe Onun işleyebildiği şey ölümüne mezardır. Oğuzhan KÜLTE |