NEREYE GİDİYORUZ?
Akla ziyandır düşünceler, merhametten yoksunsa
Vefalar yarar mıydı işe, dilden ivedi yankılansa Ne içindir samimiyet açmak için mi yaraları Zaten efkar yükü vardı, dost da bizi karaladı. Ey gönül bilirim hüznü, sakın getirmeyesin dile İnsanlarda bir nefis var, kurup durur türlü hile Bir mesut olmak vardı, onlar bunu neden çaldı? Ne kaldı hırsıza bir renk, ne yitirendedir ahenk Bir vicdan var hepimizde, elbet görür kör değilse. Ve iterken karşıları, açıldı mı ufuklar size? Verir mi güneş hazları, yaşandı mı bir mucize? Var mı biri yitirirken insan olmanın hazzını Elbet vurur sertçe rüzgâr, derdest eder tüm arsızı. Ya benden vaz geçmelidir, biz olmaların yoluna Yahut kurtlara peşkeştir mutluluk sofraları da Yeter ki girmesin işe ne de beterdir şu nefis Elbette çirkef kokarak hayat olur tam bir habis. Yozlaşan ne zaman ne de mekândır bunu yaz Üç beş çakal zihniyeti yaygınlaştı da oldu tarz Ne kaldı garip guraba ne dostluklardır rayında Açıldık okyanuslara, dipsiz kuyulara merhaba. İşte haller bu minvalde, insanlık tam da bir köle Ne var halkı bir gören göz ne de edilir latif söz Varsa yoksa eleştiri, çözüme gelmezler niye Uçurumun kıyısında insanlık ölüm kalım meselesi Mazlumların duyulmuyor feryat eden kısık sesi… Verse doğan şafaklar neşeyi, değerdi beklemelere Oysa bitmiyor ki geceler, derdi derde eklemede Bir hırsla tutunulmuş ve nimetlerde var kota Tümden hatalıdır gidilen yol, değişmelidir bu rota. Onca uyarı yapıldı, bir bütünce görmelidir gerçeği Niçin kendimize göre değişsin isteriz, bozgunculuktur Bize gelince mesele kabul bekleriz, olduğumuz gibi Keşke başkalarını da öylece görebilsek, etmesek dikte Bu mutakabat bulursa hayat, yakalarız da sevgiyi. Tecrübelerden demlenene kulak vermeyen acemiler İki kitap sayfası kıvırmakla sanki yıllardır bilgedirler Oysa nazariye ve zeminde yankı bulanlarla gerçeklik Bir özne üzerinde birleştiğinde verir güvenirlik. Bu yüzden çok söylemek değil, doğru yerde konuşmak Sessizliği de gereğinde kullanmaktır kâmillik. İnandığı gibi yaşayan da sayılı, inancı batıl olan da Daha da kötüsü var ne yazık, hayatı sıradan yaşama Koskoca araziyi bin bir planla değiştiren bizler Limiti belli olmayan ömrü amaçsızca tüketirler. Dün diye başlayan cümlelere dinlemeden itiraz Onlar eskidenmiş söylemleriyle değersizleşti Oysa o dünlerin nemasıyla bugüne gelinmişti Günden savruluşları nakleden kalem, bunu da yaz. Giderek artıyoruz ve fakat değerlerimiz çöküyor Mal edinme arzusunun kölelerine yenileri ekleniyor Hangisi daha alımlı bir törenle gidebildi ahire Ey beşeriyet, silkin de bir kendine gel kendine! Yaşça büyüyen bedenlerde etikçe kokuşuyoruz Korkarım sormak gerek istikameti, nereye gidiyoruz? Oğuzhan KÜLTE |