berzah-münker-nekiryer yarılıp içine girdi kurtlu yataklarında homurdandı ölüler cesetten et sıyıran bir iki sıçan horozlandı –kendinden emin-yedi başlı doksan dokuz Tinnin sarsak sursak devindi nemli keseklerden matem zedelerin uğultusu Şam kadar uzak Ipılık kandan yoksun toprak Göçen fanilerin şehri Güneşi yitirir derinliklerinde başlar kasıntı karanın-karanlığın-sultası süngüsü düşük yaşam buz kesti dönüşü yok su gözlü geniş yüzlü Münker ve Nekir silueti siyah melekler simsiyah elinde topuz berikinde tokmak kâh ağzı büzülür berzah kâh genişler ferah bir omuzda asılı iyilik ötekinde kötülük ne gök kabul eder ne yer ortalıkta kalmış sersem sepet ruhlar ne misk var ne de reyhan ateşe sunulan cızbız bedenler ‘’topraktan halk edilir toprağa döneriz’’ Tanrı’nın vakti geldiğinde çıkarız yağız kabuktan taze gönül gençyılmaz musababa/2008 |
sevgimle