sen iyi geziyorsun
bravo

çok güzeldi

sevgimle

Bu şiirde edebi bilginin dışındaki bilgilerin ustaca kullanıldığı oldukça aşikar. Felsefi kurgu gayet derin işlenmiş. Eğer ki gerçekten "*ok böceğini" görmüş ve gözlemlemişseniz diyecek bir şey yok. Şapka çıkarırız tabiri caizse.

...ki
böyle *oktan bir hayat için
kim olmak ister ruh
sebep bile değilken
tarih evvel aşk
sen madde ile bütünleşiyordun
daha tütsüsü yanmamış gecede
unutma
saat gibi terazi de
bir farkla
ölünce de aynı tartıyor
yaşayınca da
ruh mu?
ilim gibi
çinde değil belki ama
mısır'da bulur kendini
kendine yazılmış köleyi...

...ahh ne çok felsebiyat geçmiş içinden şu hayatın...oysa insan derinliği belli...içinden geçende...

ne iyi yaptınız yazmakla...ilk defa okudum sizi...mutlu oldum...

alicengizoyunu

ve işte farklılığınızın bir eseri daha
seviyorum böyle şiirler okumayı
içine girip boylu boyunca düşünmeyi
sonra bir ışık geliyor ve bir ışık daha
bir ışık daha

sanırım Skarabe gibi tılsımlı imgeleri yüklenip yuvarlayıp haz duyuyorum...

teşekkürler şair...

Sevgimle

İlk intiba..Çok çok güzel...Kutladım efendim.Selam,saygı...

Şiirinizden hareketle mitoloji ve zooloji ile ilgili çok derin bilgiler aldık. Gerek sizi derekse Sabiha hanımı bu vesileyle tebrik ediyorum. Saygılar.

şiir okumak zevklidir...

duygu okumak sıkıcı...

çok zevk aldım

iyi bayramlar

sevgili SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ dost öylesine güzel yorum yapmışki, bende tutundum o yorumun paçasına, ve içeriğine, o nedenle sadece diyorumki....sevgilerimle kutlarım bayramınızı...........

Kutlarım zevk ve beğeni ile okudum kaleminiz susmasın...
şimdi bu bayram gününde bakalım bu şiirden kaç anlam çıkaracağım , tüm tatil bu şiire gidecek




saygılar

göğün doruklarında semiren ışıklı ruhların
ıslıkları okşar taze tomurcuğun şekilsiz suretini
belleği olmayan kambur zamanda
ruh ve madde
henüz değmemişken terazinin kefelerine
karanlıklar karayı damlatırken yeryüzüne
öteler art ayaklarında güneşi-boşlukta hap solmuş
tılsımlı imgeleri yuvarlarken-Skarabe
sığar mı sanıyorsun
Tanrı düşünceye…



Skarabe …"Bok Böceği"….. kendi kendine üreyen ve küre imal edebilen tek böcek… hayvanların dışkılarını kullanan *ok böceği dışkıyı çok gelişmiş koku duyuları sayesinde bulur.. ve 30 adet parmağa sahip olan ön ayaklarının yardımıyla yuvarlayarak neredeyse mükemmel bir küre yapar…. küreyi başı hep doğuya dönük olarak arka ayaklarıyla yuvasına kadar yuvarlayarak kocaman hale getirir .. dışkı içinde sindirilmemiş fiberlerden besin değeri yüksek artıklardan beslenir .. larvalarını da bu kürenin içine bırakır. böylece hayata yeni adım atan minik *ok böcekçikleri besin sıkıntısı çekmeden ilk günlerini geçirir… sonra bu küreyi bir su birikintisine yuvarlayarak dışkının çözülmesini ve yavruların dışarı çıkmasını sağlar…..

Skarabe eski mısır'ın en yaygın sembollerden …..
mısır tradisyonunda farklı bağlamlarda üç değişik anlamda kullanılmış …sembolün simgelediği anlamlar şunlar:
1)Ra'nın “khepre” şeklini temsil eden kullanımlarında kozmik evrenin meydana getirilişini simgeler... dişisi olmayan bu böceğin kendi kendine üreme biçimi kendi kendini doğuran, daha doğrusu kendi kendinin nedeni olan yaratıcı güç “Phtha”nın evrendeki kozmik nesneleri şekillendirerek oluşturmasını temsil eder… söz konusu olan güç, yoktan var eden değil
“var edilen”i biçimlendiren bir güçtür... mısır'ın hiyeroglif yazısında “olmak”, daha doğrusu “verilen biçimi alarak varlık haline dönüşmek” anlamına gelen “hpr” ya da “kheper” fiili ayakları açık bir skarabe ile yazılır… ilah Khepra'nın adı da bu fiilden gelir…

2) Güneş ile birlikte kullanımlarında, Güneş sistemi'nin kendisine yaşam veren, kendisini yöneten Sirius sistemi ile ilişkisini simgeler. …böceğin yumurtalarını koyduğu ve itme gücüyle yuvarladığı küre, kozmoz da bir güçle yuvarlanıp giden bir ateş küresi olan ve tohumlarını Sirius'ten alan Güneş'i simgeler..

3) ölüm ve ölüm-ötesi konularıyla ilgili olarak kullanımında ise reenkarnasyonu simgeler.. skarabe eski mısır'da bir tür muska türüdür…..


Nommo’nun gemisi terimi, Dogon inanışında, kimi zaman Sirius sisteminden Dünya’ya gelen maddi bir uzay gemisinden söz ediliyormuş gibi, kimi zaman da manevi anlamlar içeren bir sembol olarak kullanılmaktadır.
Kuşaktan kuşağa aktarılagelmiş Dogon tradisyonuna göre bu gemi insan soyunun birer imalat olan atalarını içermektedir.

Fakat atalar gemiye insan formunda değil tohum halinde koyulmuşlardır; geminin Dünya’ya iniş yolculuğu boyunca, embriyonun, insan cenininin ana rahminde geçirdiği oluşum evrelerini andıran çeşitli dönüşüm evreleri geçirirler ve gemi yeryüzüne konduğunda gemiden insan biçimine gelmiş olarak çıkarlar.

Altmış bölmeli bu gemi yalnızca ataları değil, yirmiiki kategoride sınıflanan “yaratılış unsurları”nı ve “kelâm”ı da içerir. Gemideki bölmelerde tüm varlık türleri ve “oluş usulleri” vardır; fakat bunların yalnızca bir kısmı yeryüzüne indirilmiştir, dolayısıyla insanlar yalnızca bir kısmını bilmektedir.
bkz:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Nommo'nun_gemisi



şiir budur..kelimelere olabildiğince sınırsız anlam yükleyebilmek kendi söylemlerinle...
algılamak içinde çok bilgilenmek gerek...çoook...
harikasın şair gökkuşağından kurdele bırakıyorum giderken ..
sevgim saygım selamlarımla...







SABİHA KÜÇÜKTÜFEKÇİ tarafından 9/30/2008 6:51:33 PM zamanında düzenlenmiştir.

göğün doruklarında semiren ışıklı ruhların
ıslıkları okşar taze tomurcuğun şekilsiz suretini
belleği olmayan kambur zamanda
ruh ve madde
henüz değmemişken terazinin kefelerine
karanlıklar karayı damlatırken yeryüzüne
öteler art ayaklarında güneşi-boşlukta hap solmuş
tılsımlı imgeleri yuvarlarken-Skarabe
sığar mı sanıyorsun
Tanrı düşünceye…

kutluyorum..bende sizin ekseninizi bulmaktan memnun kaldım.şiir üslubunuz harika.şiir anlam derinliği ile tanışıyor...şiir,insanı anlam arayışına çağırıyor...ve,şiirin bir süs yaprağı olmadığını .....
sevgiler..iyi tatiller..