TASVÎR-İ EFKÂR‘’Geldiğinde; Bir mevsim can bulmuştu içinde Ve o kadın; Ölüyor şimdi kendi ikliminde…’’ Yazgı bu; Tanrı yazar,insan yaşar Da… Şu gözümden akanlar olmasa! Hayat sınar;gönlüm kınar ha medet Zulümdür bu gidişler Ölümdür her bitişte yitişler… Firkat… Ne vakit yüzün karışsa özüme Ay çarpar tenime buz gibi… Balçıktır onulmaz sevdan Bulaşır küskün ellerime Kuşatır bedenimi ardından Yağmalanmış kentlerin çaresizliği Oysa ki bilirsin Gurbetimdir gözlerimden ırayan gülüşün… Dokunmasın kimse! Seni sevebilme ilmindeyim an be an Tekmil acılar yüklenmişken sırtıma Yokluğun merhametsiz bir çocuk; Elinde karasapanı Hırsla vurur anılarıma Ey hıncına kurban olduğum! Kâfî gelmez mi artık Yanarken avuçlarımda gün Sızlarken omzumdaki melekler Düşlerimin tereğinde sızmalarım..? Hadi Ver tenini Ayazda kalan dudaklarıma Yırtılmışken yüzümün göç haritası Bilirim; ne güçtür dönmek çıkılan yoldan… Nefsime yenilirken aldığım her nefes Bakamam aynalara Kaybolur giderim yoksa… Velhâsıl; Beni bende aramayın Aşka kadem bastım… Sol göğsüme tüneyen yalnızlık Vaktidir; Uç artık… Özlem Tarhan |
Sol göğsüme tüneyen yalnızlık
Vaktidir;
Uç artık…
öyle sessiz ve sıradan bir söylemin ruhumuza güçlü çekiçler gibi inip kalkışıdır finali
şiir bütün beyazlığıyla vuruyor yüzümüze ışık ışık
okuduk aklandık ve incindik
güzel hüzne selam olsun...