Göç
‘’Gözlerinde sancı,
Ellerinde yağmur büyüttüğüm… Kimsesiz bir bulut geçti üzerimden; Sen miydin..?’’ Zamansız bir mevsimdir içimde yokluğun Rüzgârına katmışsın, yangın olmuşum Ayyuka çıkarken ateş Sarhoşluğun adıdır şarap Rengini gülden alan… Farzet ki Konmuşum avucuna çisil çisil Kar boran sonra;bildiğin kış! Kolay mı sanırsın Kopup Temmuz’dan uzanıvermek Ocak’a Yalnızlığın tiradı başlamışken Hüznümün plağında… Düşün ki Griye çalan bir çift göz Koca bir kış devrediyor bahara Son martıyı da öldürdüm; Kanadı kaldı aklımda Söylesene Hangi deniz sığar bunca acıya… Süzülüyor şimdi kapımdan Umut göçürten koyu karanlık Boynuma değerken paslı urgan Rüzgârını alıp sırtıma Ekleyip saçlarını adımın ardına Bir tekme de ben vuruyorum Altımdaki sehpaya… Neden sonra bir gece Bir çığlık yükselirse hicaza doğru Namelerde titreyen sesim değil, tenimdir Doğrul üşüyen yatağından Arala kana bulanmış karanlığı Böl kesif uykunu… Bil ki Duyduğun o ses Son kıyımıdır ellerinin Kıyama dururken cümle günahların… Özlem Tarhan YAĞCIOĞLU Dört ocak iki bin on/pazartesi |
-teşekkürler şiire, kutluyor, saygılar sunuyorum..