53
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
4103
Okunma
‘’Gözlerinde sancı,
Ellerinde yağmur büyüttüğüm…
Kimsesiz bir bulut geçti üzerimden;
Sen miydin..?’’
Zamansız bir mevsimdir içimde yokluğun
Rüzgârına katmışsın, yangın olmuşum
Ayyuka çıkarken ateş
Sarhoşluğun adıdır şarap
Rengini gülden alan…
Farzet ki
Konmuşum avucuna çisil çisil
Kar boran sonra;bildiğin kış!
Kolay mı sanırsın
Kopup Temmuz’dan uzanıvermek Ocak’a
Yalnızlığın tiradı başlamışken
Hüznümün plağında…
Düşün ki
Griye çalan bir çift göz
Koca bir kış devrediyor bahara
Son martıyı da öldürdüm;
Kanadı kaldı aklımda
Söylesene
Hangi deniz sığar bunca acıya…
Süzülüyor şimdi kapımdan
Umut göçürten koyu karanlık
Boynuma değerken paslı urgan
Rüzgârını alıp sırtıma
Ekleyip saçlarını adımın ardına
Bir tekme de ben vuruyorum
Altımdaki sehpaya…
Neden sonra bir gece
Bir çığlık yükselirse hicaza doğru
Namelerde titreyen sesim değil, tenimdir
Doğrul üşüyen yatağından
Arala kana bulanmış karanlığı
Böl kesif uykunu…
Bil ki
Duyduğun o ses
Son kıyımıdır ellerinin
Kıyama dururken cümle günahların…
Özlem Tarhan YAĞCIOĞLU
Dört ocak iki bin on/pazartesi
5.0
100% (37)