Balat’Kır kadehin arsız belini ;saçılsın yere kan kırmızı şehveti…’’ uzandım ve usandım demlemekten geceyi dünlerim kıvrılırken döşümde ana oldum içimde en içlisinden yağmur! bu ne bitmez yarıştır ki aşık atarsın benimle bilmez misin; yetişilmez asla yarım bir kadının bekleyen gözlerine… anladım ve ağladım kaderimin kuytusunda bir nehre döküldüm deniz oldum acıların koynunda gemilerim var şimdi göğsüme demirleyen savurmuş halatını meçhul bir ufka sahi, dümenim nerde benim? hangi ıssız limanda nereye sineceğim…. bilendim ve merhamet dilendim Tanrı’nın kapısında bana beni versindi yeterdi, artardı gerisi boşunaydı… soluksuz kalmalıydım yaşamaktan kendimi ve yorulmalıydım elbette sevilmekten öpülmekten kırılmalıydı direncim yığılıp kalmalıydım kucağına sevgilimin… üzüldüm ve çokça süzüldüm hüznümün imbiğinden bekledim gelmedi bahar.. ayazları kuşandım her yeni gün beyazlara boyandım… yatağımın ucunda duran ve beklemekten yılgın ve istemekten yorgun ve sızılardan solgun bu küçük ana/ç kadın güldü… bir nefes aldı derinden kendi kıyametine yürüdü…. ‘’Kır kaderin arsız elini;dökülsün katran karası serveti…Ve derin bir uykuya dalsın kadınların inci gözleri…’’ Savaşçı (ö.t) |
ama yine de ellerinde aşkın ağırlığını taşıyacak kadar güç ve yüreğinde bütün aydınlıkları doğuracak kadar ışık vardır..
çünkü her gün b'aşka çağlar içimizde bu nehir.. ve düş, elbet bir gün ulaşılacak yerdedir..
-şiir,akışı, ahengi ve geçişlerdeki ustalığıyla övgüyü hak ediyor... kutluyorum özlem hanım.. teşekkürler şiire, saygılar..