NIBELUNG YÜZÜĞÜ (KARA-22)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Richard Wagner’ın ünlü operasıdır “Der Ring des Nibelungen” (Nibelung Yüzüğü). Bu muhteşem sanat eseri, J.R.R. Tolkien’ın epik fantezi serisi “The Lord of the Rings ”(Yüzüklerin Efendisi) ile benzerlikleri olup,Tolkien’in bu eserden ilham aldığı açıktır.Bu eser 30 yılda tamamlanmış 4 ayrı operadan ve toplamda 11 perdeden meydana gelmiştir. 1200’lü yıllarda yazılmış İskandinav ve Alman halk destanıdır.Zaman içerisinde ,halk ozanları ana kaynağı bilinmeyen bu halk destanına, eklemeler yaparak bu eseri meydana getirmişler. Richard Wagner ise ,bu eseri opera haline getirerek sahnelenmesini sağlamıştır.
Dalmıştık Kara’yla, yine derin mevzulara, İnsanın hırsı,güce olan zaafı,tamahkarlığına. "Bilir misin Yüzüklerin Efendisi ’ni ?"dedi Kafamı salladım,dedim "Billiyorum tabi ki" "Bir destandır o hikayenin ilham kaynağı, Nibelung Yüzüğü’dür o destanın adı. Yüzüğe sahip olma hırsını,yüzüğün lanetini anlatır insana, Büyük bir servettir o yüzük,köleleşmesini anlatır insanın servet karşısında. Aç gözlüdür insan,doğanın dengesine bile karşı gelir fütursuzca. Her şeyi göze alır yok olma pahasına. Her şeyin bir başlangıcı ve sonu vardır,bu çok acı olsa da. Haydi dinle beni ,anlatayım bu destanı sana." I-REN ALTINI Efsanevi bir hikaye, Nibelungların kralı Alberich ile başlar, Çirkin cüce hırsıyla altını çalar, bir yüzük yapar parmağına takar. Bu yüzük büyük bir güç taşır, eşi olmayan bir gücün anahtarıdır. Ateş Tanrısı Loge, hemen Wotan’a durumu haberler, içi rahat değildir. Wotan, tanrıların yuvası Walhalla’yı inşa ettirir devlere, Karşılığında Tanrıça Freie’yi vadeder, anlaşma ilerler böylece, Ancak devler, altınla ödenmesini isterler, Freie’den, vazgeçerler Loge’nin taktiğiyle, kendi emeklerini gerçek değeriyle elde ederler. Mime, sihirli "Tarn" başlığını mağarada ustaca yapmaktadır, Başlığı giyen dilediği kılığa bürünebilir, özellikleri sıra dışıdır. Loge kurbağa olabilir mi, sorar bu özelliği merakla, Alberich kurbağa kılığına büründüğünde, yakalarlar onu hemen anında. Alberich’in elinden altın alınır, cüce kralın hırsı kırılır, Ancak, kendini gösterir yavaşça, laneti başlamıştır. Erda’nın öğüdüne göre Wotan devleri çağırır, "Tanrıça Freie’yi kurtarın" der, altın ve "Tarn" miğferini onlara verir. Lanetin izleri artar, devler altın için dövüşürler, Bakın kaderin cilvesine, Fafner, Fasolt’u öldürür, Wotan, Walhalla’nın inşasından mutluluk duyar, Donner fırtınayla bulutları dağıtır, gökkuşağı hızla belirir. Eşi Fricka ve tanrılarla birlikte yürürler Walhalla’ya, Ren kızları ise çalınan altını arar, yakınmaktadırlar hala. Tanrılar evlerine dönerler sonunda, Nibelungların öyküsü sona erer burada. II- VALKÜRELER Fırtınalı gece, Siegmund gelir, yorgundur. Hunding’in evine, sığınmak istiyordur. Yaralı ve bitkindi, iyileştirmişti onu bir kadının yardımı. Ona sevgiyle yaklaşmıştır bir kadın; Sieglinde adı.. Hunding geldi sonra, öyküyü duymak istedi, Siegmund’un hikayesi, savaşla başlamıştı dedi. Zorla evlendirilmek istenilen, genç kızı korumak için çıkmış, Kırılan kılıcıyla kaçmış, kurtuluşu aramış. Hunding,bu adamın, Waelsung soyundan geldiğini anladı, Düşmanlarının akrabası olduğunu, öğrenip şaşırdı. Hızlıca iyileşmeli, dedi ertesi sabah savaş yapmalıyız, İkisi arasındaki düelloda zaferi kim kazanacaktı, bilemeyiz. Sieglinde sessizce geldi, kocasını uyuttu, İki genç sevgiyle dolu, aşkla tutuştu. Kütüğe saplı bir kılıcın hikayesini anlattı, Gösterdi, bir ihtiyarın düğün gecesi gelip, kutsadığı silahı. Kılıcı çekti Siegmund, tek bir hamleyle, İki genç soyu ortaktı, bu gerçeği keşfettiler birlikte. Wotan’ın, insandan doğan çocuklarıydılar, Aşkla birbirlerine sarıldılar. Umutlanmıştı Wotan, Siegmund’un zaferiyle Tanrıların sonu yaklaşıyordu, inanıyordu bu gerçeğe. Fricka ise evliliği kutsal saydığı için ,öfkelendi, Kesindi hükmü ,”Delikanlı cezalandırılmalı”,dedi. Brünnhilde’ye emir verdi Wotan, “Siegmund’u koru” dedi İki düşman çarpışırken, kız kalkanıyla savaşa girişti. Ama Wotan mızrağını savurdu, kılıcı kırdı anında, Hunding Siegmund’u öldürdü, sona erdi bu hikaye o anda. Wotan bir el işaretiyle Hunding’i de yıktı, Brünnhilde kırık kılıçla Sieglinde’yi aldı, kaçtı. Yardım istediler , kardeşlerine sığındılar, Ama kızlarını babalarının öfkelerinden korktular. Sieglinde’ye müjde verdi Brünnhilde, “Bir erkek çocuk dünyaya getireceksin, Ona adını Siegfried koy” dedi. Bu büyük bir görevdi onun için. Kırık kılıcı verip, Sieglinde’yi, yolladı ormana, Wotan , Brünnhilde’ye kızdı, hükmünü verdi sevdiği kıza. Dinlemediği için emrini, onu sonsuza kadar , mahkum etti uykuya, Gerçek bir kahraman uyandırana dek uyuyacaktı, ateşle çevrili Walküre kayasında. III-SIEGFRIED Ormanın derinliklerinde, Cüce Mime, Tarn başlığı sayesinde umutlu bir rüya içinde. Dev Fafner’i öldürmek için ,bekler kılıcın başında, İnanır , Siegfried’in bunu başaracağına. Siegfried gelir, geçmişi sorar, Mime anlatır, Sieglinde’den başlar. Kadın ölmüş, Nothung adlı kılıcı ikiye bölmüş, Onarmasını için, Siegfried’in yanına gitmiş. Sonra mağaraya, ihtiyar bir yolcu gelir, Mime ürker, fakat yolcu dost gibi görünmektedir. Akıl dağıtmakla görevlidir, Mime bunu anlar, Cüce’ye yardımcı olur, onun sorularını yanıtlar. Yolcu, yanıt verir Mime’nin üç sorusuna, Kim onarabilir bu kılıcı diye sorar, son sorusunda. Mime susar, Wotan’dan başkası olmadığını öğrenir, Yolcu “Korku bilmeyen bir kahramandır” der ve gider Siegfried gelir, durumu kötüdür kılıcın, Maharet ister eski haline getirmek için. Örse kendi geçer, şarkısını söyleyerek neşe içinde. Alberich, ise dev Fafner’i beklerken mağaranın girişinde. Mime ve Siegfried yaklaşır ejderhaya, Delikanlı ejderhaya seslenir, cesurca. Fafner susuzluktan mağaradan çıkar o an, Kılıcını saplar kalbine, son nefesi alırken. Fafner ölürken, Alberich’in hatırlar lânetini, Siegfried’e söylemiştir felakete götüreceğini. Delikanlı ejderhanın kanına bulanmış elini dudaklarına sürer, Kuş dilini anlamaya başlar o an, bilinmez bir özgürlüğün hayalini kurar. Bir kuş gelir, talimatlar verir delikanlıya, görevini anlatır, Atını ve Tarn başlığını almasını ister ,cüceden uzak tut der. Cüce zehir içirmeye kalkar, delikanlı kılıcıyla öldürmüştür, Kuşun söylediklerini dinlemiştir, Alberich gülerek uzaklaşmıştır. Uzaklardan Siegfried’in borusu ,kayalıklardan ışık saçarak parlamaktadır, Genç kahramanı, tehlikelerden korumak isteyen baştanrı, Wotan endişelidir. Siegfried mızrağını parçalar, kayalara yönelir hızla, Alevleri aşar, Brünnhilde’yi öperek uyandırır, büyük bir aşkla. İki genci, coşkulu bir aşk birleştirirken. Efsane devam eder sonsuzluğun içinden. IV--TANRILARIN ŞAFAĞI Tanrıça Erda’nın kızları ,üç kader tanrıçasıdır. Wotan’ı uyarırlar ;Walhalla ‘ya gitmek, onun sonu olacaktır. Güneş doğarken çekilirler mağaranın derinliklerine, Brünnhilde ve Siegfried aşkla sarılırlar birbirlerine. Siegfried vedalaşır eşi Brünnhilde ile, Yolculuk görünmektedir, Ren nehrine. Sadakatin simgesi yüzük parmağından çıkarılır, Yola koyulur, aşkla dolu bir yürek taşımaktadır. Gibichung boylarının kralı, Gunther ve Kızkardeşi Gutrune hala evlenmemiştir, Aslında kral için Brünnhilde ,kraliçe için de Siegfried ideal bir eştir. Üvey kardeş Hagen bir plan kurar, içki unutturacaktır geçmişi Siegfried’e, Düşünceleri gerçekleşecek, mutlu sona erecektir kralla, kraliçe. Siegfried’u bulur, sihirli içki sunulur Gutrune tarafından, Bambaşka biri olur anında, büyük kahraman. Siegfried kabul eder, Gutrune’yi eşliğe, Gunther’i kan kardeşliğe, Gidip getirecektir Brünnhilde’yi, evlenecektir Gutrune’yle. Brünnhilde sevdiğini bekler, yüzüğü Ren kızlarına iade etmesi istenir, Ancak Brünnhilde kabul etmez, onun için yüzük aşkın simgesidir. O sırada bir adam belirir, yüzüğü zorla alır ve uzaklaşır, Bu adam Tarn başlığıyla Gunther’in kılığına girmiş Siegfried’dır. Siegfried saraya döner, Gunther ve Brünnhilde gelir ardından, Brünnhilde şaşkındır, olan biteni anlayamaz bir türlü, yorgundur yaşadıklarından. Siegfried olayları hatırlamaz, Gutrune ile evlenmeye karar verir, Brünnhilde ,sevdiğinin parmağında yüzüğü görünce dehşete kapılır. İntikam alacaktır genç kadın, kararını vermiştir. Gunther ve Hagen’e sırtına bir mızrak saplayacaktır. Bir gün ,Siegfried Ren kıyılarına avlanmaya gider, Ren kızları yüzüğü ister, kabul edilmez bu dilekler. Hagen ve adamları görünür, geçmişini anlatmasını isterler, Siegfried uzun uzun öyküsünü anlatır. Sonunda Hagen mızrağını saplar vücuduna, kehanet gerçekleşmiştir. Siegfried her şeyi hatırlar ama artık iş işten geçmiştir. Sarayda Gutrune bekler Siegfried’i sabırla, Hagen girer ardından Siegfried’in soğumuş vücuduyla. Gunther her şeyi anlar, Hagen’i öldürmek için fırlar ayağa. Ancak Hagen bir kılıç darbesiyle öldürür , kralı da. Brünnhilde , Siegfried’in parmağından yüzüğü alır, Ölüm onun için bir kurtuluştur, bunu bir kez daha anlamıştır. Ren nehrine atar yüzüğü bir meşale ile, gökyüzü alevler kaplar Genç kadın kendini alevlere atar ,uzaklarda Walhalla da yanmaya başlar. Ren nehrinin suları yükselir yavaşça, yüzük üç kızın parmaklarındadır, Tanrıların sonu gelmiştir artık, güç çağı sona ermiş, yeni bir dünya doğmaktadır. Bu bir çağın sonu, yeni bir çağın başlangıcıdır. |
*** NIBELUNG YÜZÜĞÜ (KARA-22) *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...