AÇTIĞIN YARAYA BİR İSİM KOYMADAN
/ Seni en çabuk şiir yazmazsam unutabilirdim
fakat unutmak gerek ile unutmayı istemek arasındaki farkta boğulmuştum…/ Ben hiç rujlu bir dudağı öpmemiştim Sen ilk olacaktın bir bahane ile gitmeseydin -içimde kalmasın bil istedim- Hiçbir şey bırakmamıştın geride Aynada birkaç el izi ve tarakta birkaç saç teli giderken acele etmiştin belli ki Ara sıra ağladım delirdim arkandan tamam ama daha çok şunu merak ettim Hiç mi sızlamadı yüreğin açtığın yaraya bir isim koymadan gittiğin için Gittiğin şehirdeki baharlar taze değildi koynunda uyumuştu değil mi başka birilerinin Sorsaydın kadınım acele gitmeden önce yalnız kalıp üşüme diye çekinmeden söylerdim Sana kızgın değilim öyle ya tam ortadan ikiye keserken dilin beni ben sana değil kelimelere küsen dilsizim -sen gittin ve ben ağız tadıyla yaşlanamayacağım düşün yine de kızgın değilim- Fark etmeliydim çiçek kurutmayı öğrendiğinden beri ellerinin titremediğini -ah ben aklımda rujlu dudakların varken kitabın o kısmını okuyamadım ki- Tamam elimi silah tutar gibi tutuyordun bazen ve ben gülüyordum acemi diyerek içimden ama ah ki hedef tahtasıymışım gibi bakıyormuşsun o aralar yüzüme ben papatya falları açarken Sana kızgın değilim Hatta bugün Tanrı gibi bakan bir güvercin gördüm biliyor musun sonra bir trafik lambası kırmızı bir çocuk yanağı ve bir sürü güne bakan Evet bugün Tanrı gibi bakan bir zeytin ağacı gördüm yeni yapılmış bir duvar minare gölgesinde bir musalla taşı ve bir şadırvan Eskiden senin gibi bakardı her şey ve ben korkardım Tanrıyı kızdırmaktan… Özgür SARAÇ / Râzı 260623Denizli |
Vurgular, benzetmeler, hatta hicivler bile öylesine ustalıkla yazılmış ki.
bence günün şiiri bu seçilmeli.
Tebrikler, Kutlarım
Saygı selam ve esenlikle kalınız