Anlıyorsun Değil mi ?
serseri mayınların kol gezdiği iz tarlalarında dolaşan
sevdanın kaçağı bu beden mavzer yatağına sürülmüş yağlı bir mermidir dağların doruklarında kanat çırpan özgür kartalların bulutlara değen tılsımlı çığlığıdır genzimde ki sessiz hıçkırık sabırla ve kanıma işlemiş yokluğunun al mürekkebiyle yazılmıştır yarım bıraktığım tüm şiirler.. ömrümün fermanına atılmış şu kırmızı çizgi aslında binlerce çoğalışlarımın doğum sancılarıyla akan kanıdır sanma ki meram çukurlarından çıkarılan cesettir aç kurtların salyalı ağızlarında kalan kırıntılar vefadır / insanlıktır / namustur / onurdur ve davamın aynasıdır akbabaların lanet bakışlarına odaklanan şahin duruşum yağmacılığın yalancı sakallarında kirlenmiş pos bıyıkların sümüklü kıllarında sigara dumanına esir kaypak kişilikli belirsiz bir şecere değildir kavgamın gergefime işlediği acımtırak his ne kendimi satmışım bacılarımın yazmalarına kirli elleri değmiş maddeci ser’e ne de sevdanı satmışım riyayı besleyen namussuz döle yalnız kaldıysam / ezildiysem / horlandıysam / kendime şimdi terk ettiğim sokaklarda / sömürünün kurbanı çocuklar bedenini emperyalizmin zinasına peşkeş çeken kadınlar milyon kere yanmış solgun yüzlü işçiler dolaşmaktadır anlıyorsun değil mi.? Bir bütün halinde yanan insanlık merhametin beş para etmediği dükkan vitrinlerinde görücüye çıkmış değersiz bir eşyadır artık ki kavganım zincirlere vurulan asaletini boynumda taşıyorken ben onurunu madeni değere değişen devrim türkülerine bayrak sallayan sözde aydınların işkencelerde altını ıslatmış korkak kılıbıkların çocuklarının yüzüne nasıl baktıklarını düşünüyorum ahh güzelim / böylesine rezilce kokan bu bahçe de sakın açma dediğim güldün sen / koparıldın ve ben seni hayat kitabımın arasında sakladım kurumuştun / dökülmüştün / ama benimdin her koku değişti de dünyada / bir sen değişmedin anlıyorsun değil mi.? koparıldığın gövde bendim Levent Saral |
BİR DE OF ÇEKTİM SONRA
YÜREĞİNİZE SAĞLIK...