Uykulu bir bakışın ideolojisiyle yorgunum
Ismarlama bir gülmenin ne demek olduğunu
Ve çağın soluklarında hevesli saydığım
Mekansızlığın yasını tutuyorum

Yetim kaldım iliştirdiğin bahtımda
Her kükreyişin sessizliğine bir yıldız taktım
Kayan sensizliğimin vadilerine hasret türküleri ektim
Oysa ürkek halimde rüzgarının susmasını bekler gibiyim

Kim beni büyütecekti senin sırrınla emzirmeler olmasa
Seziyorum öksüz barınaklarda adımın kırbaçlandığını
Beni kenarda koyma üstelik üşümelerim artmışken
Yağmurdan
Doğduğunu var sayan kırk yaşlarında ağardın bilirim
Soğuğun sürgün koyuluğunda
bir bahçe kuruması olduğunu da bilirim

ses etmediğin
benim sağırlığıma denk gelen günler yaşıyorum
kirpiklerinin sırrına eremeden ölen ressam gibiyim
maviden başka renk görmeyen

mezardan vuslat çıkaran
çağın kapaklarından ölümsüzlük yası tutan
ve başındaki tacıyla öksüzlere çığlıksızlık bahşeden
bir kayıtsızlık hali yabanın gölgesindeki damlarda

bırak hatıran kalsın eski boyun bükmelerim de
tanrılara gitmediğimi gördün
kapısında mühürlediğim gürültülerim
orta asırda kurduğum göçmenliğin ilikleri senin tanışmalarında