Andım seni
Işığın doğurduğu zamandan geliyoruz
Seçkin bir sütün ağzıyla yıkanırken ilk şeklimiz Ve şehrimiz Her seferinde kuytu bir secdeyle çırpınıyor Aziz esirlikse kanatlarıyla çırpınmakla olur Kadim iklimlerin ilk çağrılarından beri Beni senden sorsunlar yarim Uzaktan yalnızlık soluyor maviliğin Gökten aldığını bile bile sazların arasında Bir güneşin gülüşü kadar taze Az ötede gebe bir kızılın biriktirdikleri Yığılmış akşamın sonunda susuzluğumuz İnsan seni içince Suya bezediklerini harbin bittiği yer olarak hatırlar Yavaş yavaş çekiliyoruz Önce kuğuların kanatlarındaki aşkı alalım yanımıza Ve bir çiçeğin koynuna bıraktığımız arının sesi Öpüşüyor sarmaşıkların arasındaki ilkbahar tortularıyla Senin Ve zeytin gibi Meryem bir bakışın Masum bir su kenarında Asrın ilk çeşmesi senden akıp giderken Andım seni Gerisi karanlık küçük odalarda... |