Işıltı bıçaklarkuşları vuran yangın kanatlarında siyahın ıslığı beyaz perdeyle asılır uykulara dünyanın soluğunda güller yüzümün çizgilerine bir düş’le ıslanan demlenen şarkıların sabah teninde yol ve azalan ağaçlar.. çadırlı ellerimin avlusuyla dağıttım yağmurları geberesiye üşüyen sevinçlerin aşk ırmağı çıban ağrısı -unutmak istiyorum günün alnında ölümü- geceye susan kalaba yalnızlık içimdeki dağın kuşları bir zaman efkarında soluyor rüzgarlı kavuşumlar bırakıp gitmeler çok önemli değil İntiharları kuşandıysa özlemler gözbebeğimin uyku atlarıyla aldatılmış yorgun bir gölgeyim aşkın tortusunda kaç bahar sabrı upuzun is gibi savrulan -ırmaklar yıkarken yaralı kuşları savrulacaktık- güneşin ağlayan dallarına koşuyorum ey gözlerimi ısıtan ateşin külü kırık bir kekliği parmaklarıma getiren yol çağrısı düşler besledim ışıltı bıçakların rüzgar yiyen alazında hüzün benim küçük çocuklarım gidenler,gelenler derken uslandım artık gecenin hırkasında tanıdım korkuları biraz daha yağmur yağsın kuşların ve bulutların uykusunda dev uçurumlara kanayan bir gül gibi ıslanalım ...... |
Böyle demiş Ö.Asaf.
Yapışık
Tükenmişlik ile yalnizlik
Tesbih şiirlerinin yılgın gölgesi olmuş
Şair
Şiir de bilinmezi yazar, Ressam gibi gorünmezi çizer.
Okur
farklı algılar oluşturur
Güzellikte buradadır...
Film izlerken yönetmenin tercihlerini görürüz, dinleriz.
Kitap okurken durum farklıdır.
Okudugumuz konuya uygun nesneleri kendimiz oluştururuz...bu da ayrı bir güzelliktir.
--geberesiye üşüyen sevinçlerin aşk ırmağı
çıban ağrısı--
--bırakıp gitmeler çok önemli değil
İntiharları kuşandıysa özlemler
gözbebeğimin uyku atlarıyla aldatılmış
yorgun bir gölgeyim--
--gözlerimi ısıtan ateşin külü--
--gidenler,gelenler derken
uslandım artık--
gecenin hırkasında tanıdım korkuları
Anladığımı anlatmak, şiir dili gerektiriyor
Bu dil de kendime konuşuyor
...
Yukarı da seckiye alınmış cümleler ise
En üst perdeden.
Bu şiiriniz beni çok sevdi
😊
Selam, saygı
Ve
Dua hep.