Bir piyanonun tuşları gibi can çekişirken
Bazen gizliden bakar,
Hazan penceremden, Buğulu camlarımdan sokulan ayazlara inat. Hissedince... Sessizce çekerim yorganı başıma. Hiç kıpırdamadan. Ve ardından... Çamurlu ayaklarının sesi duyulur gecenin. Bir kaç tane de kuru dalın hışırtısı. Bir köpek ulur uzaklarda, Rüzgarlar, Ses verir peşisıra, Sessizce eğilirken başı önüne. Kesince ümidi benden, Sarılır sislerine iyice, Sessizce terkeder penceremi hazan... Ardından, Karışır vakitler kayıplara... Sokak dediğin izbeliklere, Çığ olup doluşur soğuk rüzgarlar, Her yanda acı, Her yanda dert... Yine de raks eder ayazlara,. Mağrur endamlarıyla, Çer çöp, çalı çırpı, Kimselere hissettirmeden, Gizli saklı. Ve... Sen gelirsin birden nedense, Tenhasına sımmmsıkı sokulmuş aklıma. Üzerinde şapkalı bir pelerinin, Narin endamın. Bir de, Güzden saklanmak isteyen hüzün dolu çehren... Ahhh o hüzünlerin otağı çehren. Sessizce pencereden seyrederken seni ben, Bilmezsin ki! Kalbimin nasıl çarptığını taaa derinden... Seyreyler karlar bizi aheste aheste düşerken. Bir kar tanesi süzülür yavaşça avuçlarıma, O da, dayanamaz erir, Eşlik eder, Gözyaşlarıma. Bir sayfa çevrilir üstümüze, Gece gibi siyah. Bir başka sayfa daha çevrilir, Kederim gibi fluluğa bulanmış gri. Bir piyanonun tuşları gibi can çekişirken, Karışır her bir kar tanesine müzikler. Hayalin bir balerin olup döner, Döneeer... Döner... Belli belirsiz ışıyan ay ışığının muhteşemliğinde, Titrer üşümüş ellerin, Ve... Titrer ellerim. Bir kar tanesi düşer ellerine, Ve sonra, Benim ellerime... Dünya mai bir küreye dönüşür çevremizde, Öylece kalakalırız hayallerimizde, Birlikte, Bir kar küresinin içinde... Kırmızı elbiseli küçük bir kızın ellerinde... Kimseler bilmesede. Ama, Hayallerimizde, Sadece hayallerimizde. |