En güzel hediye
.
. Vakit İşte o zaman belki verirdi yine anlamını… . . Kirpiklerine sürülü tüm şimşeklerin ahu vahları bir dilemma Çılgınca boşalan yağmurların teskin ediciliği neyse, dahası değil… Bilmem farkındasın Bilmem değil… Yüreğimin yarasına tuz biber ektiğinse, hiç az değil… İçime bıraktığın kelimeler gözyaşlarından mülhem, sanki acı bir zehir Ve nefesin İçimdeki tüm muştulara Tüm hayallere zincir zincir vurulmuş Kahır kahır asırlara zerk olunmuş bir tehcir… Ötesi değil… . . Yaralı yüreklere ilişen kadim şehirlerin ahından aheste Kurumuş toprakları bile örtünmeye mecalsizim sensiz… Gecemsin Gündüzüm Lâl olmuş kelimelerimin imgelerine ab-ı hayat Ama kanadı kırık bir maziye geç kalmış sergüzeştimsin… . . Gitme… Diyemeyeceğim bir mecburiyetim Lakin, kan gövdeyi götürürken yüreğimde, sen Sorgusuz ve sualsiz ödediğim bir bedel Yine de tenhalarıma en güzel hediyem Evet, en güzel hediyemsin… . . "Kanadı kırık sevilere, mutluluklara geç kalmışlığın lallığıdır, tüm kelimelerin çırpınışı. Sunileşen nefeslerin insafına kalmış gibidir yüreğin çırpınışı." TÜYA |
Sunileşen nefeslerin insafına kalmış gibidir yüreğin çırpınışı.
Ama, vaz geçmek de ne demek, hala alınıyorsa nefes ve hala renklerin ayırdındaysa göz...
Yeterince hüzün yüklüydü betimler ve bir de ben geldim, hüznünü ekledim kelimelerimin. Af ola, sayın Faik.
Teşekkürler, tebrikler, saygılar olsun çokça.