İnsanlık. . Geceye düşen olabilir mi? Kâbustan öte… . . Yılgın bir müzik Ve birazdan yıkılır şehirler Birer birer… Ardı ardına… Dekorda kırmızı bir kan Yeryüzüne kıyametleri yağdırırken uçan kuşlar Ebabil tonunda Demir yığını kanatlarıyla Ama zulmün yağışlarına… . . Ağlama sakın Boşuna… İnanmam insanlığına… Ağlama… Ağlama… . . Yalan mısın? Koskoca! Kelimelerin çıkarken ağzından Zehirleniyorum, neden? Sesin Tüm inceliğiyle, tınısıyla Sadece şeytan… Ve Sen Değilsin asla İnsan! Görebiliyorum seni Ama bir sen biliyorsun bunu Bir de ben! Ve herkes uykuda Farkında olanlar da… Ölümüne bir mevsim Ölümüne yalnızlıklar Umursamazlıklar Yangınlar Sırtından vurulmalar Çıldırmalar… . . Niye yoksun? Niye soğuk, ellerim? Niye öyle yakın ki sana baktıkça Ölüm! Ve Neden göklerin simsiyah İçime boğum boğum… . . Kadın mısın? Erkek mi? Anne mi? Çocuk mu? Yaşlı mı? Genç mi? . . Aç mısın? Tok mu? Fakir mi? Zengin mi? Zalim mi? Mazlum mu? Yaralı mısın yoksa? Aman Allah’ım! Yoksa ölü mü? . . İçimde çığlığın yalın Ama duyanı yok Ve ne acı ki Asırlardır Ben de Sen de Duymuyoruz zaten Duymuyoruz artık… . . Doğmuyor hiç güneş Aydınlanmıyor gün Ruhlar maskeli balo Bedenler ufunetli birer mezar Kafam karmakarışık... Ama sen Yine de umursamadın Umursamadın Ve yaşadın… Sanki Sonsuzluğu Buldun mu sandın? . . Oysa hep kaybettin Kandırıldın… Ve ağladın… . . Ama yine de hep sen Güldüğünü sandın Sandın Sandın… . . Sadece Sandın… Ve Ama Bıkmadın... . . Hiç ama hiç Hiç bıkmadın!… . . |
Evet; hayat dediğimiz olgu, sorgulamak içindir. İnsanlar, kimdir bütün bunlar, sorusu? Hem kendini, hem de onları kendi kendine sorygulamalar...
Yaşanan kırgınlıklar, pişmanlıklar ve sırtlanan ruh yorgunluklarının tasviri (mi)
Allak bullak etmeyeyim zihni ben de, daha da..!
Ancak malum, dinlenen müziğin melankolik tınısı da, arttırıyor bu etkiyi! (İyi eserleri olan ve severek dinlediğim bir müzisyendir Tamino, genç yaşına rağmen...)
Özgün tarzınızı ve kelamınızın hüznünü kutlarım, Kenan bey.
Saygım ile, şiir ile.