Zaman ve portrelerçoktan yoktular yakın ve salacaklıydılar unutulmuş sözcüklerin telaşsız kanayan sırlanmış aynası durulmuş kırıkların göze alınan tozu mevsim ve kurutulmuş kelebek dalgınlığı içim kullanılmamış odalarda benimle büyüyenler kuytu yüz ırmak yatağına ışıksız yalnızlığın kimliğinde yollar dil sandığı.. hep aynı ses yaşımın uçurtması yeni bir ufka iplenen eksiliyoruz zamandan ve portrelerden oysa geldim hep burada gibi yaşamın çıplağını giydim daha ne istiyorsunuz gökte yedi rengi göğün ..... |
Zaman inceldi ama süre giden bir şeydi.
Yaşanmışın yaşanması değil miydi, ıslandığımız?
Zamanda sırra erdin, yanıkları hoş gör.
Yanıklar öyle hoş ki, :zevk-i tahattur kaldı, sönen, gölgelenen dünyada ''....
Çok saygımla.