ErvahUzun yolun gölgesi rüzgar’ın kıvrımlarıyla boşluğa gövdelenen ayna buğusu... Üzüm çığlığı taşıyan kuş mısralı kanatlar yalnızlığın diline üryan bir sabahla takılır çözülür hüznün tıkırtısı tenimin iklimine.. Karanlığın deniz aşkı sırrıyla ırmağından su içiren güneşine eğdim bahçeleri gözyaşının sabır taneleriyle şaraplaştığı soluğuma düştü bir yaprak gök yüzüme morardı Susmaya mayalanan ışığın uykusuna bak hele kocaman çiçek gibi kıyılıyor ezgisine başımı damlıyor düşlerden şıpır şıpır bir ervah gül kuyusu gözlerimde saçları dağınık orman kirpiklerim mavi nehir sımsıcak ölüyoruz şarkılar kelebek doğuruyor ateşiyle hayalleri taşıyan her adımın beşiğine parçalanıyor ipekten kar yanıyor yıldız saatlerce suda boğulan şehrin yatağına nasıl unuturum denize karşı hücreleştiğini yaşamın aynı yaşta sevişirken rüzgarla hiçbir şey olmadı/ olmadı hiçbir şey herşey aynı yerinde kırılgan ağaç ... |
Tebrikler