Mor çizgilerdüşe dalmış göğün yedi renginde uçurumun dizine vuran çocuk ol... uslu tenhaların ay düşümü sularında gün gelir gezinir eller belki bir kapıdır tuttuğum belki toprak kokusunda begonya belki martı sesleridir boşluğa doldurduğum bozkırın ve türkünün tadında deli bir ağacım ben içime işlenmiş uykuların zümrüt baharı.. zaman şirin çölün yatağında gizli hat gölgelerin üzerime giydirdiği susmalar gelinliği düğümler çözüldükçe sarmaşık masallar evrilir geceye gözlerimde yıldız tozları dumanlı ateşin sarısı belki sevda incisi aynalar kaderi öğüten.. bahar dalıyla kıyıları rendeler yalnızlık dökülür ufkun atlasından sütbeyaz kanatlar bir sarnıç bayramı kopar içimden kundağında çocukluğumun yelesi ki,el ele düşlerin vapur ısırığında aşktan söz edilince belki ateşten dolunay karanlığın aydınlığı bu şehrin unutkan bahçeleriyle saçlarımı tarar rüzgar günlerim sevinir bazen bazen sis çanları kan üşümesi yokluk burkuyor terliklerimi hayallerin buğday koşusunda ışıklar derin bir ağ duvarımda uzarken dallar kitaplar,odalar ve bir çocuk yaralanışı alnımın renginde mor çizgiler .... |