Kayıkaynı rüzgârın kayığında gözleri dumanlı yolcu içime aktı yeryüzü kavkı içime hüzün yolları toprak uzantısıyla sallandı çocukluğum sakladım soluğumdan yağmur içen köy evlerini.. serin kayaların yorgun ve uykusuz çukuru ıslanmazken kimse oralarda gözyaşımla geceye dokundum cama vurdu bir el kendimi özledim kırık günlerin bileklerinde bir gün daha geçiyor inceliyor ayaklar yine de saklarken yüzümü yalnızlığa vuruyor kapı diyorum uykular masum ak bir çiçeğin gövdesinde sonra kıyamıyorum gözlerimde baharın kar ayazı bir yerden sonra hep kendime dönüyorum buğday benizli çocuk saçlarımı okşuyor burdayım diyorum yanında çamurdan kuleler yaparken geçiyor başımın üstünden martılar anlıyorum sesini ..... |
mecazi dünya da
ben denizi tutmuşum
bırak gülsünler çocukça..