Mum yanağızaman dal çeşmeli işler ışığını dil vadisi esmer avluya.. elimde su çiçekleri usulca hayıflarken eğilir içerim... orada ağaçlar bir derin uçurum ıslık terazisiyle avuçlarıma efsunlar ayazını saklarım gizimi ruhumun iklimine susuşumun dağ selli kızılı uzunca yola bulanan saçlarıma göğü taşır gözlerimin perdesine aralanır uyuyan tohum soluğumun düş salıncağı yağız atlar gibi koşunca tanırım yaprağı toprağımda.. nabzımın sesiyle çığlıklanan kuşlar yeni boşluklarda bilir harflerin ay kaküllü hafızasını.. birbirinin yarısı içinde su nakışlı hüzün edası duru çizgisiyle ney’leşir rüzgâr kıvrıklığı ten dudaklarıma.. ay pullu yüzün aydınlık parçaları dağıtırken bulutları beyazın dokusuna buğulanan akşamın güneş sarısı mısra mısra ağızlanır uykularıma bütün masallar sis inceliğiyle düşer suretimde gölgemin kanatları Ah benim yıldızları tutuşturan gecem mum yanağı sevincin deliliğiyle sahiller yürüyorum karanlığın duvarına gül açıyor çadırım.. saçlarımı tarıyorum en derin kuyuya.. .... |
Biraz kızarmış ( fazla sevilmekten:))
Sevgimle kardeşim.