Ağrısessizliğe soyunmuş şehrin gözlerine asılı tüm şarkılar aşkı anlatan yüzleri vardı ay ışığına sarmalanan günlerin rüzgar savrukluğu parçalarda buldum beyaz ölümü içinde denizler vardı denizlerin anlattığı siyah masallar da yüklü yalnızlık göçe işlenen nakış... dalgın gözlü adamlardan doğan kadınlar iyi günlerime üşüdü gecenin tipisinde karanlığa saplanmış acının zincirinde suskun içimden dışarıya akan sesler korkarım gördüğüm her düşten -yüreğim başka ülke- sabah uyanmalarıma bağırır güz kuşları ahh Anne avucunda sevinçle büyüyen çiçekleri öpemeden saçlarım nice ayrılıkların hüznüne bindi dağılan gemiler biliyorum vuruldu saksılarda orkideler ahh günah koktu mora boyalı şehir delirdi başını koyan sevdalar hiç ölmeyen kederlerde sessizliği dinleyen ormanda nasıl ağrıdır bu duvarlara anlatıyorum bulutları başımda dili lal sürgün oynaşırken gölgelerle düşüncem ağ örüyor isleniyor beyazlar bak yeni yetme bir tomurcuğun kalbinden yine ölüm yürüyor çekiyorum cımbızla şehrin uzayan sakallarını ahh benim mürekkebim fırtına kamaşığı gözlerin parlayan ışığı.. ..... |