Kırık daldestansı at’ın sırtına meyleden ateşi çalıyorum düş balkonlarından halimin sıhhatinde müptela eda süzüyor nicedir bilinmez türküleri bilinenlerin ki ah-ı alemi sığmıyor dünyaya düşsün bir çobanın üfürüğüyle gözlerimin gurbetine toz sızlanınca her lahza canım daralıyor yüzü sürülüyor uzağın hilâl kaşlı sabahlara mihrabın sırrına kırılıyor kuru dal cümlelerin kızılında Ah-u zâr deme tenlenen yar’a hisli bir hiçlik ki varlığın boşluğu çarpar bağrıma vermezsem kıyametimi ölür gecede harlı uyku gölgemdeki gül’e onca yoldan kendime vurulur saçlarımdaki rüzgâr korkarım incinecek kuşlar.. başları göğe yakın taneleri süzüyor yıldızlar/ yıldızlar kafamın içinde ah seyrine doyamadığım kıvırcık saçlı özlem ah dik yamaçları gecenin yalnız sizin için dudaklarıma bahçeler sürüyorum ... |
iletişim kurmuş şair yüreğin
ne bir eksik ne bir fazla duygu yüklü
dizelerinizi beğeniyle okuyorum
kutlarım başarılarınızın devamını