Uçurtmam kaybolduİkindi duvarları avladığında içimdeki sesin çıplak toprağını çalkalanır deniz yeşil elleriyle gecenin mum köklü ağacına gelip giderim/ gider gelirim sırtımda ıslak vakit. Ne söylersem söyleyeyim siyah gözleriyle dağılır gül/ gül gibi kanayan kentin atlasında elma kokulu oyunları çocukların Pencere yüklü omzumun kuleli uçurumu uzayan bacakları su’ya kanat vurduğunda sıcak bir nal ağrısında ağzını yıkarım gölgenin henüz ay’ın kundağında gümüş yeleli ölüm henüz masalın sarmaşığı düğüm başımın yıldız gülen nar’ında ayağa düşer gökyüzü kuşlar sarı şarkılarıyla gürültülenir kırık dallara Ey gözlerimi kapatıp da yüzümü sevincine verdiğim aynam Denizlerin ıslık kıvırdığı dudağıma göçlenen ayazın avazıyım ruhuma uyanan uykunun düş buğusu çukurunda baharın çakal soğuğu Yalnızlığın kızıl örtüsü Uçurtmam kayboldu .... |
kaleminize sağlık