SESTEKİ NAĞME
Hadi çal kemancı çal artık.
En inceden dokun şu susamışlığıma. Ruhumun derin kıyılarına da uğra unutma. Dokun her telden. Sen çal ben de ağlayayım. Aksın gözyaşlarım. O eski baharları özleyeyim, Gençliğin o deli dolu hallerini düşünürken. Hayatı yeniden yaşayayım. Sen serenat yapardın o ağlardı. Dinleyenler o nağmelere dalıp uzaklara gittiler. Ve keman ağlardı. Yıldızlı gecelerde o dokundukça ben ağladım. O kara gözlerden akıyordu gözyaşlarım. Yıldızlar her şeyi biliyordu. Onlar en yakın tanığıydı olanların. Ben ve yıldızlar Bahar çiçekleri gibiydik. Ne güzeldi o ses unutamadığım. Hele o nağmeler. Rüzgar misali hafifleten o ses. Kemandan dökülen melodi. Alıp götürür bir yerlere. Olsun varsın olsun. Sen çal kemancı çal. O yıllara inat edercesine çal. Nazire yaparcasına çal. Geriye kalan her ne varsa unut gitsin. Bir an yanında olsam da bu yeter bana. Unutmak zordu. Ve imkansızdı unutmak. Zira yıldızlar sadece geceleri parlar. Kemanın tellerindeki name gibi. Sen çal kemancı. Mehmet DEMİR 12.12.2020 AN"KARA" |
Kalemin yüreğin dert görmesin tebrikler hocam👏👏👏
Sevgi ve saygılarımla