siz hiç kendinizle buluştunuz mu konuştunuz mu yüz yüze?
bilmiyor musunuz sanki! içinizde bir siz daha var, bakın, anladı içinizdeki tilki anarşist olduğumu şimdi bana bakıyor öfkeyle elinden gelse yasa çıkartacak bir celsede yasaklatacak bildiğimiz kelimeleri; benim suçum yok ki, ne kadar gizlerseniz gizleyin alnınızda yazıyor asıl kimliğiniz!
isterseniz buluştururum ikinizi harabe bir şiirde, yani sizle sizi konuştururum birkaç dizede, eğer korkarsanız kendinizden iki gerçek söz diyemezseniz birbirinize meraklanmayın hiç o benim işim, latifeyle karışık iki bulanık heceyle sizi anlatırım size.
meselâ siz, her gün kalbini cilalayıp nikâhını unutup zevkin peşine koşan bey, yani şey! hiç utanmıyor musunuz ikinci yüzünüzle, halkın cebinden çaldığınızla yaşarken başka gönülde sanmayın ki eşiğiniz set kapınız kilitli, evinize girip çıkanın adı da yok hesabı da; sakın kızmayın bana, siz kendiniz ekiyorsunuz kendiniz biçersiniz, bana ne! ama boşuna tafra satmayın pahalı viskinizi yudumlarken içinizdeki siz biliyor sizin sıfatınızı yüzünüze haykırmasa da.
meselâ siz, gönlündeki çamurdan süslü bir vazo yapmak için kutsal yüzüğünü çıkaran soytarı hanım, hamurunuzun içine neden pis su dökersiniz! belki iyi bir işçisiniz belki ihanetin gizeminde daha iyi işliyorsunuz işinizi peki, iki süslemeli şeye değer mi kirlendiğiniz. yoksa çirkin ruhunuzu içine gizlemek için mi yapıyorsunuz vazoları! eğer öylese aferin size çok iyi biliyorsunuz bu yolları; ama sıfatınızı da yazın adınızın başına belki marka olur bu sistemde isminiz.
sevdiğim sen karışma kavgama, eski bir sevdayı mühürlü yüreğinde saklayıp aklına geldikçe bakıp ağlayana sözüm yok. namussuz değil, anarşistim ben düzen bozmaktır saklı niyetim; eğer içimde başka bir yüz varsa kendi dilimle söverim kendime ve sen de gözlerimden okursun, zaten biliyorum seni ben öldürmezsem bendeki beni sen vurursun kalbinde yırtarsın resmimi.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
anarşistim ben şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
anarşistim ben şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sayın Ömer Nazmi bey ; uzun ve değerli açıklamalarınız için teşekkürler. Kısaca vurgulamak isterim ki ensest ilişkiler,i ahlâksızlık sınırları içerisinde değerlendirirsek sorunu gidermek mümkün değildir.Bu durum, cinsel sorunlarına çözüm bulamamış insanların ruhsal hastalık boyutunda extrem göstergeleridir.Acaba bu sorunları yaşayanlar akılları başlarına geldiği zaman vicdan azabı çekmezler mi? Ya da kendi yaşayacakları güzel dünyayı kendilerine zindan ettikleri için kişilik parçalanması ve bölünmesi gibi sorunları bir ömür boyu yaşamazlar mı...Teistler açısından tövbe etmekle günahlarından arınma duygusunun yaşanması insanı mutlu etmeye yetiyorsa ve tövbesine sadık yaşarsa insan onu nasıl yargılayacağız ?Tanrı hiç kimseyi bu duruma düşürmesin.Ancak cinsel sorunların açlık ve susuzluktan sonra en temel içgüdü gereğince kaçınılmaz şiddetli bir dürtü sonucu ortaya çıktığını inkar edemeyiz... Bu sorunların ortaya çıkmasından toplum da en az birey kadar sorumludur.Belki siz bu tip sorunlarınızı çözme olanağına sahipsiniz. Çözümsüzlük içinde olanlar ne yaparlar ?Belli değil !Buna ahlâksızlık demek yanlış bence !
Konu uzatılabilir ama bu konuyu uzmanlarının tartışmasından yanayım.Ben psikolog veya sosyolog değilim.Bu vesile ile tartışma kapılarını araladığınız için saygı ve selamlarımı sunarım ...
Şaban Aktaş tarafından 6/9/2008 10:01:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
ben ensest ilişkiyi söylerken tam da sizin dediğnizi vurgulamak istedim işte. Birisiyle birlikteyken hele ki evliyken bir başkasının peşinden koşan erkek ya da kadının ruh sağlığı çok mu sağlam sizce... Cinsel dürtünün kontrol edilemeyeceğini söylemek bence çok basit bir bahanedir; o zaman tecavüzcülere ne diyeceğiz, adam diyor ki"tahrik oldum, kendime hakim olamadım". O zaman anlayış göstermek mi gerekir. Biri tek taraflı ahlaksızlık; başkasına bağlı birinin birbaşkasıyla gönüllü ilişkiye girmesi karşılıklı ahlaksızlıktır.
Ben hâlâ kendimi anlatamadığımı düşünüyorum.. Açıkca söylüyorum ki; kadın veya erkek biriyle birlikteyse hele ki evlilik söz konusuysa, bunlardan birinin başkasıyla gönül ya da salt cinsel yönden ilişkile girmesi ahlaksızlıktır..Bağlılığı olmayan, yani kimseyle birlikte olmayanlar elbette dilediği gibi, dilediklerini yaparlar...Umarım şimdi anlatabilmişimdir.
Bu konuda sizinle tartışmak gibi bir niyetim yok; ancak benim anlaşılamadığımı ya da düşüncelerimi anlatamadığımı sanıyorum. Bu derinliği olan bir konudur, bu yüzden son olarak sizin söylediğinizin tarafımdan kabul görmüş gibi anlaşılmasını istemem.
Ben bir daha söyleyerek bir şeyler daha karalamaya çalışacağım ahlâkım ve bilgim ölçüsünde;
Evet, ben namussuza namussuz derim. İnsanın hayatında bilerek ya da bilmeyerek; bir kereye mahsus olmak üzere hata yapabilir, bu insanın doğasında olan bir şeydir; ama bu yanlışı bir yaşam tarzına dönüştürürse işte o zaman da ben değil kendisi bulunduğu yeri seçmiştir, ve o bulunduğu yere uygun sıfatla tanımlanır. Ahlaksız bir yaşamı kanıksayan birinden uzak dururum ben, derken şunu kastetmiştim, ne dost edinirim, ne de arkadaş; çünkü bunlara sırtını dönmeye asla gelmez; çünkü, kendisine saygısı olmayan birinden her şey beklenir; çünkü, bunlar kendi çıkarı ve zevki için karşısındakini hiç düşünmeden harcar; çünkü, çünkü…
Bu satırları karaladığımız sitede, çalıntı ya da alıntı şiirler yazan ve altına kendi imzasını atan birileri neden uzaklaştırılır? Çünkü, hak etmediği bir paye ya da övgü almak; ya da kendini başka türlü tanıtmak; ya da başkasının emeğini ve duygularını çalmak; ya da , ya da…. istemiştir.
Ben bu tür insanları aforoz edelim demiyorum ki, sadece sıfatı “budur” diyorum.
Bireysel ahlaksızlık her zaman topluma sirayet eder, bu yüzdendir ki, teizm bunu dinle ve ayetle ve hadisle çözmek istemiştir; ama “ben hesabımı Allah’a veririm” gibi bir düşünce yayılınca yaptırımı ağır yasalar devreye girmiştir, yasalarda yetersiz kalınca, yasalardan da kaçınca ahlaksızlık, bazı insanlar ilkelerini ortaya koyarak bunun mücadelesini vermek zorunda kalmışlardır. Dinin ya da yasaların kontrol edemediği en acı şey de ensest ilişkilerdir, şimdi asla savunulamayacak olan bu ahlaksızlık, korkarım ki yakında kendine yandaş ve avukat bulmakta gecikmeyecektir. Çürümenin orada da kalacağını sanmıyorum ama daha beteri de aklıma gelmiyor, benim beynim bunları düşünemiyor.
Biz burada güya şair diye geçinenleriz (en azından ‘güya’ sözcüğü benim için geçerlidir) Şairlik asla ve asla iki yüzlülük değildir, eğer bir toplumun şairi de doğru bildiğini söylemezse kim söyler? Siyasetçi mi! Başkasından zevk ve parasal menfaat bekleyenler mi!
Ben bu tür insanları aforoz edelim demiyorum ki, sadece sıfatı ‘budur’ diyorum.
Herkes kendi penceresinden bakar hayata, elbette; buna ben de bir cümle ekleyeyim, insanların kişiliğini meydana çıkaran olaylardır. Ve olaylar insanların gerçek yüzünü ortaya çıkardığı gibi, hatalarını da kendine söyler. Eğer o ahlaksızlığı yaşam biçimi haline getirirse o kişi ondan kaçarım ben. Yalnızlaşmak pahasına olsa da kaçarım; hem de yüzüne ne olduğunu haykırarak söyler ve kaçarım. Bu ben de olsam, benden de kaçarım… Elbette hayatın gerçekleri var; e ben de bu gerçekleri söylüyorum…Bunda ne var! Bu satırları yazan Ömer Nazmi aynaya baktığında bir kez başını öne eğmiştir; ama asla o aynaya tükürecek şey yapmamıştır. Eğer yapmış olsaydı hiç şüpheniz olmasın en azından bu konuda şiir yazma cesaretini gösteremezdi. Ve kendi yüzüne de okkalı bir tükürüğü gönderirdi.
Ben bu insanları aforoz edelim demiyorum ki, sadece sıfatı ‘budur’ diyorum.
Bir insan taşa pamuk derse, onun ya aklından zoru vardır ya da o taştan bir beklentisi vardır; gerçek olansa taşın taş olduğu, ona pamuk diyenin de iki yüzlü olduğudur. Ben bildiğimi ve inandığımı söylerim, eğer söylediğimde yanılıyorsam, doğrusunu da kabul ederim. Kimsenin ahlak anlayışı (bir noktaya kadar) beni ilgilendirmez ama o insana da sırtımı dönmem, yani güvenmem.
İnsan önce kendine ihanet etmekle başlar ihanetine. İnsan olumsuz koşullarda ilkelerini korumak için direndikçe insanlaşır. Her şeyin bir nedeni vardır ve nedenle bahane de aynı şey değildir. Elbette hayatımda muhabbet tellalı da, fahişe de, hırsız da, katil de tanıdım; ama onların hiç biri inkar etmediler ki sıfatlarını!.. Yani kendilerini olduğundan farklı tanıtma çabasına girmediler ki!
Ben kişisel olarak bu tür insanlardan uzak duracağımı söylüyorum ve durmam gerektiğine inanıyorum.
Ben bu insanları aforoz edelim demiyorum ki, sadece sıfatı ‘budur’ diyorum.
Ve hayatım boyunca da diyeceğim. Dışlansam da bunları savunacağım… Asla hiçbir kavgadan kaçmadım, kaçmam da…Yenilmişim, kaybetmişim… kimin umurunda!
Not, yazı uzun olduğu ve orada düzenleme imkanı olmadığı için cevap kısmına değil, buraya yazdım…Eğer yönetimce bir sakıncası varsa yer değiştiririm, olmadı silerim…
halkın cebinden çaldığınızla yaşarken kutsal yüzüğünü çıkaran soytarı hanım, nikâhını unutup zevkin peşine koşan bey
Şirin ve bu yazının özneleri bu dizelerdir.
Saygılarımla..
ÖmerNazmi tarafından 6/9/2008 1:47:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
Benim de anarşistçe bir yorum yapma hakkım var ise eğer sevin diyorum hayatı her ne şart altında olursa olsun sevin yeter ! İnsanlara hep kızarsanız hep yargılarsanız onları sevmeye zamanınız olmaz hiç !
aynalarla yüzleşince herkes kendi yüzünü görecek beliki zaman zaman tükürecek kendi yüzüne belki de aptalmışsın deyip gülecek sonuçta başka türlü yaşam yok olanların hepsi insanın yaşamın gerçeği !
Deneyimlerin bileşkesi iyie doğru bir vektördür...
Saygılarımla değerli şair ...
Şaban Aktaş tarafından 6/8/2008 10:41:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili Ömer Nazmi , Her insan hayatı baktığı pencereden görür.herkesin yaşadığı koşullar farklı olunca yaşam biçimleri de davranışları da elbette farklı olacak...Herkes sizin aldığınız eğitimi almadı, herkes sizin okuduğunuz kitaplar kadar belki okumadı ,herkesin özgürlük ve ahlâK ANLAYIŞI FARKLI KALIPLARA OTURUYOR...Bu nedenle ne olacağın önüne tümüyle engel ne de öleceğe bir çare bulamayız...İnsan da tüm nesneler gibi değişken bir varlıktır; tıpkı metaller sıcakta erir soğukta büzülürse insamn da erir büzülür yerine göre...
Ço katı kurallar ile bizden olmayanı dıştalamak kendimizin dıştalanması demektir.İşte bunu en güzel örneği siyasi arenada CHP ! Sosyal bir olgu olarak çok ilginçtir gelinen nokta bu bağlamda ...ihanetler neden başlar; sebebi haklı olamaz mı ,hem kim kime neye göre ihanet eder ?Bu soruların çok net ve kesin yanıtı yoktur ...
elbette haytın gerçekleri vardır. Sömürü de hayatın bir gerçeğidir, hırsızlık da; mu bunlara karşı tavrını her zaman koymuş biriyim. Ben toplumdaki çöküşün önce bireyin ahlakının çökmesiyle başlar. Ben birbirlerine söz vermiş erkek veya bayanın ihanetini söylüyorum ve bunu her zaman söylerim...Ben haytım boyunca düzgün adamların önünde saygıyla eğildim ama namussuzları da ayağımla itkeledim yaşamımdan..Ben de kabul ediyorum yaşamın gerçeklerini ve bu gerçeği seslendiriyorum...Aynaya baktığımda ben hep gülüyorum, ağlıyorum, pişmalnlıklarımı görüyorum gözlerimde, ama o şiiri yazan kişi asla namussuzluk yapmadı, o yüzden yüzüme hiç tükürmedim. Yanibirisiyle birlikteyken hep sadık kaldım, bu benim insani bir anlayışımdır. Başkaları o tür bir yaşamı normal karşılayabilir, ben karşılamıyorum ve haykırıyorum..
siz hiç kendinizle buluştunuz mu konuştunuz mu yüz yüze?
bilmiyor musunuz sanki! içinizde bir siz daha var, bakın, anladı içinizdeki tilki anarşist olduğumu şimdi bana bakıyor öfkeyle elinden gelse yasa çıkartacak bir celsede yasaklatacak bildiğimiz kelimeleri; benim suçum yok ki, ne kadar gizlerseniz gizleyin alnınızda yazıyor asıl kimliğiniz! *********
Duruşunu sağlam şair..kimliği sağlam şiir... Selam sana Sana Selam Saygıyla
ve aynada gördüğün yüzü şamarlarken kendinde acısı hissetmesin senden gelenin ve şeyler çoğaldıkca hıyerraşi bir bir kırılır sırları bozuk aynaların can soluğunda.
sevdiğim sen karışma kavgama, eski bir sevdayı mühürlü yüreğinde saklayıp aklına geldikçe bakıp ağlayana sözüm yok. namussuz değil, anarşistim ben düzen bozmaktır saklı niyetim; eğer içimde başka bir yüz varsa kendi dilimle söverim kendime ve sen de gözlerimden okursun, zaten biliyorum seni ben öldürmezsem bendeki beni sen vurursun kalbinde yırtarsın resmimi.
bu kadar güzel yazacak bir de anlaşılır olacak işte buyuzden çok seviyorum şiirlerinizi. yüreğinize sağlık diyorum
Anarşizm, bireysel bir şiddetdir. bilimsel sosyalizmin tersine örgütlenmiş sınıfsal mücadele ve her türlü siyasal örgütlenmeye karşı bir akımdır.. şiiirde kullanılan akımda çok hoştu:) saygıyla.. GBa
sevdiğim sen karışma kavgama, eski bir sevdayı mühürlü yüreğinde saklayıp aklına geldikçe bakıp ağlayana sözüm yok. namussuz değil, anarşistim ben düzen bozmaktır saklı niyetim; eğer içimde başka bir yüz varsa kendi dilimle söverim kendime ve sen de gözlerimden okursun, zaten biliyorum seni ben öldürmezsem bendeki beni sen vurursun kalbinde yırtarsın resmimi.
Yüreğinize sağlık,mükemmel bir şiir okudum,saygılarımla...
meselâ siz, her gün kalbini cilalayıp nikâhını unutup zevkin peşine koşan bey, yani şey! hiç utanmıyor musunuz ikinci yüzünüzle, halkın cebinden çaldığınızla yaşarken başka gönülde sanmayın ki eşiğiniz set kapınız kilitli, evinize girip çıkanın adı da yok hesabı da; sakın kızmayın bana, siz kendiniz ekiyorsunuz kendiniz biçersiniz, bana ne! ama boşuna tafra satmayın pahalı viskinizi yudumlarken içinizdeki siz biliyor sizin sıfatınızı yüzünüze haykırmasa da.
Eyvah dedim değerli gönül dostum anarşist olmuş! ama doğru olanı söylemek insana şan verir bu nasıl anarşistlik ? Aradım anarşiyi bulamadım doğrudan gayrı.Yüreğinize sağlık tadında bir şiir okudum tebrikler selamlarımla
ne kadar gizlerseniz gizleyin alnınızda yazıyor asıl kimliğiniz!
*Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşi, her koşulda her türlü otoriteyi reddetmektir.
ise,
İnsan kendini bilir red etse gibi görünse de kendine anarşisttir aslında. Nedir dış göz ki insanın kendi gördüğü gözün yanında.
Bir teori vardır,
Bildiğiniz siz Dış gözün bildiği siz Olduğunuz siz Kör pencere” sakladığınız siz, bilmediğiniz siz”
Bu dört madde de siz nerde olduğunuzu bilirsiniz ama seçimde sizindir. Ne var ki tek doğru vardır.
Şair iç muhakemesinde toplum ve kendi yargılarını karşılaştırırken hayatın içinde yitirilen olguları da taşlamaktadır. Eğer düzen buysa ben anarşistim demekte bir erdemdir.
'anarşizm'in tarifini yapmışsınız; ancak anrşizm salt erkin egemenliğine baş kaldırmak değildir. Değil, bir toplumda, bir fraksiyonda; bir klikte bile kanıksanmış ve hakim olan düşünceye, hayata bakışa baş kaldırmak, iyi veya kötü olan yaşam tarzına çomak sokmak, onun düzenin bozmak da anarşizimdir. Yani, bir köyde hüküm süren ağalık biçimine de karşı gelmek, o sisteme çomak sokmak anarşizmin cevheridir, diye düşünüyorum.
Yorumunuz her zamanki gibi çok etkili ve çok güzel..
eğer bir ülkede adalet rafa kalkmış, keyfiyet hüküm sürüyorsa eğitim görgü unutulmuş ve cehalet kol geziyorsa insanın kendini ve çevresini sorgulama zamanı gelmiştir eğer birisi bu sorguklamaya anarşizm diyorsa
o zaman; anarşizm biraz da olumsuzluklar karşısında bir sanatçının duruş şeklidir
kurgu ve anlatım mükemmeldi bütünlük içinde tınılar finalde zirveye çıkmıştı en güzel yerinde bitti şiir
iyi oldu buldum okudum kalemin daim olsun kardeşim
Anarşistim Ben- şiirinizin ismini okuduğum an, Erzurumdan da Anarşist çıkarmıymış dedim... Ve şiirinizi okudum...O kadar güzel ve o kadar doğru sözler yazmışınız ki..sizi kutlarım...
Yalnız her şiiride şairin kendi kişiliğine maletmek te yanlış...Bir şair bir resme bakarak şiir yazabiliyor...
Gözlemlerini yazabiliyor...Hayalini yazabiliyor...saymakla bitmez.. Fakat zaman zaman şiir okuduğumuzda az çok şairin kişiliğini anlıyabiliyoruz...
Ama genelde yazdıklarınız çok doğru tesbitler...Gerçek şairde gerçekleri yazandır...Sürekli şiirlerinizi takip etmekteyim..Kaleminiz çok güzel...Doğruları söylemek ve cesurca kaleme almak ta her kişinin harcı değil..Kutlarım sizi....
GÜLŞEN tarafından 6/6/2008 1:38:59 AM zamanında düzenlenmiştir.
sizin de yorumunuz o kadar doğru ve o kadar güzel ki..Asla yanlış anlaşılmak istemem, ben sadece herkes kendisinin ne olduğunu herkesten iyi bilir diyorum. Ve kendilerini bu gerçekle sıfatlandırsınlar istiyorum.En kötü ve en çaresiz şey insanın kendine yalan söylemesi değil midir? Yoksa bana ne el alemin kişiliğinden, yaşantısından. Unutmayalım ki, bir birey ilkelerini yitirdiği zaman ilkesizlik başkalarına da sirayet eder ve zamanla yanlışlar doğru gibi görünür, doğallaşır...Ama insan kendisiyle yüzleşirse belki başkalarına bulaştırmaz bu yanlış anlayışları..
Yorumunuz için tekrar çok teşekkür ederim şair kardeşim.. saygılarımla..
meselâ siz, gönlündeki çamurdan süslü bir vazo yapmak için kutsal yüzüğünü çıkaran soytarı hanım, hamurunuzun içine neden pis su dökersiniz! belki iyi bir işçisiniz belki ihanetin gizeminde daha iyi işliyorsunuz işinizi peki, iki süslemeli şeye değer mi kirlendiğiniz. yoksa çirkin ruhunuzu içine gizlemek için mi yapıyorsunuz vazoları! eğer öylese aferin size çok iyi biliyorsunuz bu yolları; ama sıfatınızı da yazın adınızın başına belki marka olur bu sistemde isminiz.
galiba ben de anarşistim...)) yüreğinize sağlık şair gerçekten mükemmel bütünlüklü bir şiir anlatım enfes..!
anarşistim ben düzen bozmaktır saklı niyetim; eğer içimde başka bir yüz varsa kendi dilimle söverim kendime ve sen de gözlerimden okursun, zaten biliyorum seni ben öldürmezsem bendeki beni sen vurursun kalbinde yırtarsın resmimi.
gerçekleri ne güzel haykırmış anarşist dizeler...şiirdi ...şair tebrikler.. sevgi saygı selamlarımla...
Kısaca vurgulamak isterim ki ensest ilişkiler,i ahlâksızlık sınırları içerisinde değerlendirirsek sorunu gidermek mümkün değildir.Bu durum, cinsel sorunlarına çözüm bulamamış insanların ruhsal hastalık boyutunda extrem göstergeleridir.Acaba bu sorunları yaşayanlar akılları başlarına geldiği zaman vicdan azabı çekmezler mi? Ya da kendi yaşayacakları güzel dünyayı kendilerine zindan ettikleri için kişilik parçalanması ve bölünmesi gibi sorunları bir ömür boyu yaşamazlar mı...Teistler açısından tövbe etmekle günahlarından arınma duygusunun yaşanması insanı mutlu etmeye yetiyorsa ve tövbesine sadık yaşarsa insan onu nasıl yargılayacağız ?Tanrı hiç kimseyi bu duruma düşürmesin.Ancak cinsel sorunların açlık ve susuzluktan sonra en temel içgüdü gereğince kaçınılmaz şiddetli bir dürtü sonucu ortaya çıktığını inkar edemeyiz... Bu sorunların ortaya çıkmasından toplum da en az birey kadar sorumludur.Belki siz bu tip sorunlarınızı çözme olanağına sahipsiniz. Çözümsüzlük içinde olanlar ne yaparlar ?Belli değil !Buna ahlâksızlık demek yanlış bence !
Konu uzatılabilir ama bu konuyu uzmanlarının tartışmasından yanayım.Ben psikolog veya sosyolog değilim.Bu vesile ile tartışma kapılarını araladığınız için saygı ve selamlarımı sunarım ...
Şaban Aktaş tarafından 6/9/2008 10:01:29 PM zamanında düzenlenmiştir.