Kasım günü’Hatıralar fotoğraflara benzer yaş almaz zamanla’ Uyumadığım sabahı Gidişinle yaşıyorum bugün ister maviye bak ister kendime Ovalara ve şehirlere Bir çiçek gibi yağıyorsun bugün Nasıl anlatsam içimdeki sabırsız ışığı Öyle esrarlı yıldız ki Yaşadığını şu dal demetinden başka Kimse anlamıyor bende Tutsan ellerimden Boy veren kelimelerden çıkar yel parmakuçlarına Bir adım atsam Dışarıya yağmur yağar içeriye sen Yalnızlığın saçaklarıyla ışınır odam Yüzümde yüzün Anlarım alçaldıkça büyüyen duvarlardan taşan Sessizliği.. Akadursun zaman ayak bileklerime Çocukluğun köpürsün gözlerime aşkla Bilirim sen sevdikçe dünya küçülür Kendimde bulurum dudaklarını Her seferinde.. Sesinle bir şiire başlamak için Önce ağlamak gerek Okula yeni başlayan çocuklar gibi Yeşertmek tohumları Beklemek baharı Gül kokulu soluğunda Sus/ma Ellerim ellerinde büyüsün Buğu bir derinliğe.. |