Sarıl banaEy benim Papatya kokulu duvarın Avuçlarıma düş köpüren kırağı sesi/ Sesin avuçlarımda sözcük demetleriyle terleyen Dilsiz bir gece.. Gövdeme kıvrımlar çizen Burgaç yarası gözlerin Karanlığın yanağındaki çukurda Islak sancı Islığını süren sokaklar göğsümde Aşınırken topuğu zamanın Sarıl bana.. Sessizlik Hüzün topluyor inceden Alışık değilim ruhun kar toplamasına Sır donuyor dişlerimin arasında Sen benimle birlikte Durmadan... Yalnızlığın üşüyen yatağında Korkar oluyorum yaşamdan Sevgi ipliğiyle ördüğüm Soluğumda dilin Gel.. Bir masa iki sandalye Yüzüne alıp sabahları Gökyüzünden bahsedelim Ama n’olur rüzgarın estiği tohumdan Biliyorum ikimiz arasında kanayan ırmak Koynumda taşıdığım menzil Sessizce uykularına akan Gel.. Aşınırken topuğu zamanın Sarıl bana.. |
İyi akşamlar