KARANFİL KOKULU SON ÜLKE
bir güz sancısıyla uyanırken gönlüm
gümüş rengi kılıçlar batar yüreğimin su birikintilerine çevik bir rüzgar sarmalar hayallerimi alıp götürür çiviler zamanın topuklarına benzim döner limon sarısına aratmaz eylül’ü döker yaprakları ekimin rüzgarları yıldızlar dizilir semaya gece siyaha boyandığında bir uğultuyla sarmalanır benliğim firara hazırlanır her hücrem, her dokum damarlarımı çeker gecenin hayali fırtınası götürür baykuş tüneyen dallar arasına düşer gözlerimden bakışlarım bir mağaranın en derin kuytusuna güneşin ayakları görünür ilkin sonra elleri uzanır saçlarıma kaybolur giderim huzmelerinin buğusunda kuşların cıvıltısı ile uyanır toprak raks eder kelebekler cıvıltıları ile yankılanır içimdeki kabaran dağ kırgın şelale sesleriyle birikir gözlerimde bulutlar kırılır kirpiklerim ağırlığından süzülür bir sel misali yanaklarımdan beklenmedik bir anda ellerim kavrar gecenin örtüsünü çeker can havliyle üzerime şimdi acılar durgun hüzünler yorgun düşer yastığıma mecalsiz gülüşler süslerken gamzelerimi mor güllerle serpilir ruhumun ışıkları bilinmeze giden gecelere benliğimde saklı düşlerim beyaz bir sis perdesine sarmalayıp alıp götürürler beni karanfil kokulu dönülmez o yolun son ülkesine HÜLYA ÇELİK |