ıslıkdeli yağmurun sesiyle uyanan gece kocaman gözlerin kalbimin kıyılarına sessizce bırakır dağları tarihin yanık kokusunda sular devrilir yalnızlık yaprağına her sokakta bir avuç toprak vurulur kent duman avuçlarımda sevgili bir yolculuğun hüznünü başlatır mutlak acı hışırtısı üşütür beni ve kuşları bağrımda suçsuz ayrılık gider öylece gülüşlerini taşırım talan edip baharı boğmayın kaderi kaderin renginde beklemek belki umudun çiçeklenişi hala resimlerine dokunan parmaklarım sırılsıklam özlem susmaların sisini dağıtan rüzgar olsa atlarım uçurumun giz tadına sabaha karşı perdeleri kapat sevgilim. en çok kitaplardan söz edelim güneşin kızıllığından. uzatalım geceyi masmavi gölgeleri göğsünde başım beni orada bekle yaslan bana ki yolcuya en yakışan ıslığını almasıdır kalbinin. kekeme bir tipiye tutulan çocuğum adınla başlarken her güne kirpiklerine düşüyorum büyüyorum sonsuz uykuya seninle. dursam ölürüm nefesine tutunduğum Elma kokusu gibi |
Selamlar saygilar.