fidano fidana kımıltısız her geçen gün inandı kandil/mum ne düşerse aklına... bir defterin ortasında hayat akıp gider salıncaklar kurulur. ruha çivili aklın semasında bulut perdelerini çeker çarpıp buğulanır yoksulluğa toprak kokusu yeryüzü gitme şehirden kıyılarda dedenin uçurtma kuyrukları beyaz ölüm -gel! orada da uçalım- suyun sesinde deli gülmeler toy vakti gökyüzünün başını taşa vuran huysuz yeller hatırla güzelliğimi ki,bir takvimden uğradım sana avuçlarımda yeni doğmuş sevinç siyah ve mavi vurmayın dağılır şiirler kuş kanadında kan... yığınca ıslık sırrın hasretinde yorgun gemi gülümse telli/duvak düşler çiçek/nar açacak bayram yapacak kuşlar mevsim değişecek b/aşka omuzlarına saçlarımı uzatan harita... biliyorum duvarlarda konuşan vesvese hüznün titreği kirli göz nakışını boz/ma içimin aynanın çatlağında tarih öldü san esirge gül suyuyla ruhumu aşk. sıyrılıp ellerden gelirim parmak uçlarına seyran anlamadım ormana dolu yağmur ve insan yağarken son ışık gibi daldım bakışlarına geldim rüyalara yüzünü sürdüğünde sazım çıldırtıp/ağlatıp bir odayı kuğu beyazlığında düşenim göğsüne... say ki kırılmış bütün saksılardan geriye içime nehirli adın kaldı say ki dumansız yangın gibi ortasındayım alnının say ki sadece biraz hıçkırık Kaldı bil ki en çok atları severdim tahtadan ak ve kanatlı olanlarına koşardım titrerdi en karası/ en karası düşüm uzun sessizliğe uzandıkça sıçrayıverdi önüme terkisinde şehre düşen kadın. -gece gözlerimi aç korkmam iyi niyetli karanlıktan- hatırla içinde sesim en son kör ve kısıktı yinede kulaklarına değdi. |
Bahçemde ki kirazlar bir daha tatlanıyor,
Aşkın içine düştüm seninle
Güneş bile güzelliğine bakarken nazlanıyor
Bu dörtlük bu harika şiirine hediyemdir,,,her hakkı siz üstada aittir,,
mutlu akşamlar dilerim