Gün/ah
Dilime dolanmış absürd bir gerçekle
Yakamı kurtaramıyorum çaresizliğin ellerinden O eller ki doğumun nasırlı intiharı: yaşamak Müebbete yatar geçmiş, geçmiş kirli bir saiktir Kan tüterken kesilmiş soluğumda Yerle yeksan bir alınganlık, teşhire umarsız Ve bir yer var, denizi görmek kadim bir intibah Temize çeker ölüm yaşamı Sevda haricinde kalan her şey zamansız bin ah. Şakaklarımda gezinen doğurgan bir çise Ulağıdır uzağın, tuzağıdır paslı ağzımın Sancısı mavinin, siyahın tam ortasında, renginde engerek Düşkırığı nisanın sual sorulmaz ahdını öpüyor kalbim Kalbim ki şiiridir kapattığın son kapının Ve bir ah, bütün susmalar seremonisinde direnç Ortasından kırılmış, dört ucu zehir zemberek. Bir sokak ötesi ah, karanlık sonrası ah Nereden gelir nereye gider böyle, içimden kovulmuş seyyah Mektupların da pencerelerde beklediği var, var da Onyedinci harfidir hevesim selamsız serinliğin Cehennemin filizlendiği topraktır ölüm haberim Yalan yanlış bir elveda resmini çiziyorum boşluğuna kaderin Düşüm günah, ışığım günah Bitmek bilmeyen sözümün savruk rüzgarıdır Dilimdeki incir ağacıdır:ah! Ah güzel saçlım, bahar yüzlüm, şiir sözlüm Dilime dolanmış absürd bir gerçekle Yakamı kurtaramıyorum çaresizliğin ellerinden Dünyayı daracık bir sokak farz edip, adımlarına kurban ettim Gideceğim hiçbir yerim yok şimdi… Gizlediğim bir sır gibisin Dilimde yoksul bir suskunluk devşirirken ah Kendimi gömeceğim bir yerim bile yok kendimde Sen de bir umutsun, sen de bir sabah, bir yarın Hayatı yaralı ve yarı yolda bırakmaktı bütün ayrılıklar Haine ödenmişlik, zalime körelmişlik Canımdan vazgeçmişlik ile her çağım, yokluğuna bin ah… Nedim KARDAŞ |
ama şiirde çok abartı var.
çok benzetme şiiri boğar
kesilmiş başlıkları da pek sevmem.
ama şair birikimli