22
Yorum
51
Beğeni
5,0
Puan
2168
Okunma


Bu yalnızlığın bir anlamı olmalı
Yoksa ne diye bir yara bu kadar acır
Sözün karanlığında suskunluğun ışığı
Yoksa ne diye kaleme düçar olur
Benim olmayan bir hayat geçer üstümden
Onyedisinde daha annem, beni düşlerken
Zaman, maviye boğulmuş bir kargaşadır
Aklın ellerini kirli bırakırken gözü pek ve yaşlı vedacıklar
Ve acılar ve isyanlar birkaç mısranın ağzında
Dağın uykusuna süzülüp gider.
Etime yapışmış bir kimliğin karasıdır bu sızı
Gözlerim kambura yatmış, belki de çıldırmışım
Gül diyorum, bir gülü basmalıyım ağzımdaki huzursuzluğa
Saplayıp dikenlerini parmak uçlarına taşların
Bu yalnızlığıma bir anlam sıkmalıyım
Öldürmeliyim belki de korkularımı
Yoksa ne diye bu mevsim şakaklarımda gezinir ki.
Ne koparsam kendimden, çekip gidiyor
Eksilmenin karşılığını öpüyorum gözlerinden
Biraz ağlayarak, biraz da uyanarak gülüşünden
Sakin bir vurgunun mektubunu sürüyorum uykuma
İnciterek yokluğunu ve boşluğunu akşam türküsünün
Sonra bu yalnızlığı koyduğum yeri unutuyorum
Anlamın hesaplaşmasından kaçırarak umudumu
Ve söylencesi baharı hatırlatan bir bıçağa dayıyorum
Yüzümdeki mezarın çiçeksiz serenadını.
Bu yalnızlığın bir anlamı olmalı
Yoksa ne diye geçmişin yarası, dilimde kanar durur.
Nedim KARDAŞ
5.0
100% (30)