Rüzgar esiyor şimalden"Sen akşam çöktüğünde semadan sedaya bir aysar Ben orta yerinde yaşamın malum En körpesinden kıranta..!" Bakışlarının uzaklığından geldim bilirsin, Duman duman çöktüm ciğerlerime. Beklediğim köşe başlarını süpürmüşler, İzim ne avcunda kalmış, ne gözlerinde.. "mesela terketsem bu şehri kimse hoşgeldin demez bana oysa ki kendi şiirime bile küskünüm" İpsiz sapsız ruhumun derinliklerine iniyorum, Gece ayazında kirpiklerim cımbızlanmış. Yürümek istediğim yerlerde okunmuyor esamen, Yalınayak toprağa basıyorum... Kalbimin har alevinden döktüğüm kelimeleri, Mayası bozuk intiharlarıma asıyorum... Feryadım var. Sesim çıkmıyor. Adım yorgun benim. Üstüme olmayan kabuslarım var, Ruhumu mu lekeledim bilmem..? Özlem emanet dururken yüz hatlarımda, Serseri bir kurşuna mı ? denk geldim acaba. -Ağlayan kadının gözlerinden çamur dökülüyor, Çamurun üstünde bir resim, Az biraz benim... Demek ki ona da topraktan gelmişim... "varlığı çay karası yokluğu hiçlik ikileminde üç vakte kadar gidiyorum... falım fallanmış." ... "yalanmış" İsmail Yılmaz |
Sesim çıkmıyor.
Adım yorgun benim.
Üstüme olmayan kabuslarım var,
Ruhumu mu lekeledim bilmem..?
Özlem emanet dururken yüz hatlarımda,
Serseri bir kurşuna mı ? denk geldim acaba.
Gönül kaleminize sağlık shopen şiirli sabahlar...