mor karanfil kara papatyakaranlık dehlizlerde mum ışığına muzdarip, olmayan gelişini g/özlüyorum... "alev alev yandım cennetinde, küf kokuyorum." sensizlik çığlığı kursağımda tutulu. gözlerime müebbet, cigerlerimde kanserim olacaksın... çok eskiden tanıyorum seni, ve biliyorum ! hiçbir hercai şarkıda, beni hatırlamayacaksın... gözyaşımla yıkadığın saçlarını, hemzemin geçitlerde sıkıştırdığın yarınlarımı, ırksız ve çıplak sanrılarımı, buz tutmuş damarlarımı, günah gördüğün dilsiz ah’larımı, yine yok satacaksın... " mor karanfil kara papatya k/an k/an ağlarken güvercin uğrar zindanlarıma" ilticamı kabullendi sancılar, pul pul prangalı ruhum. uykum ertelenmiş dünlerden bir düne, cümlesiz üç noktalı dilsizliğini, her yandan beni saran sevgisizliğini, doldurup sırtımda ki yaraların üstüne tuz tuz, firar ediyorum. anlamadığın ne varsa ahengi aydınlık ömründe, sular altında kalmış metruk çölümde, elemde, alemde, zincirde, kitapda, defterde, yazılmamış tüm şiirlerde, bilsemde, bitsemde, ölsemde, her takvimde, her lisanda, her iklimde sadece seni seviyorum... "kulağına değmeyen hıçkırığımı, boğdum yutkunumda. öldürdün ben en güzel halinle, hiç dalamadığım uykumda." İsmail Yılmaz |
🤍