Okuduğunuz şiir 2.1.2016 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
SEVİLMEK ve YAMALI BOHÇA
Uçurumun kenarındayım Dip çekici geliyor Derin ama çekici Ve gökyüzü çekici geliyor Uzak ama çekici Bir yanımda yarım bırakılmış hayallerim var yağmadan kaçırdığım Bir yanımda yarım yaşanmış gerçeklerim maruz bırakıldığım ………………………………..
Saçlarını cennette yıkamış /ve evet cennetle / bir kadın -adını biliyorum söylemeye kıyamıyorum- duruyor Önümde ... Özümde ... Kün’den kül’üm … Dünden kül … Gözlerini sürüyor gözlerime Soruyor /soruyor mu istiyor mu karar veremiyorum/ “Sevilmek ister misin ? Çok sevilmek… ?” Nar’ın azabı bitmiş de elime cennet tutuşturulmuş gibi derin bir nefes alıyorum “Ben …. “ diyorum İzini kaybettiriyor harfler Harfler olmazsa kelimeler neye benzer ! “Ben …. “ diyorum Siliniyor işaretler İşaretler olmazsa cümleler nasıl biter ! ………….. ………….. Uyanıyorum kahır dolu bir sabaha Doğamadığım binlerce gün doğumundan biri daha Şekilsiz hazırlanıyorum adımı giyinecek bir selâya Şekilsiz ! Çünkü birbirimize benzer cümleler kurmak yerine kendime benzer cümleler kuruyorum Bu yüzden boş görünüyor konuşma balonlarım ve dahi sevişme balonlarım Yazı ve tura kandırmaca Paylaşacak kimse yoksa Cennet de Cehennem de yamalı bohça…
Özgür SARAÇ (Râzı) 02/01/2016Denizli
Seçki kuruluna ve özellikle satırlara gözlerini değdirerek yalnızlığını paylaşan dostlara teşekkürler....
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SEVİLMEK ve YAMALI BOHÇA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SEVİLMEK ve YAMALI BOHÇA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bu farklı bir çizgi evet kendi tarzıma içim elim gitmiyor sanki o kadar çok var ki birikmiş cümlelerim ama kendi tarzımda şiiri doğurmak yoruyor acıtıyor zaten çok geçmeden yağmalayacakları satırları ortaya koymak korkutuyor içime atıyorum şimdilik kendi tarzımı ve bu tarzla bir müddet yol alıyorum bu tarz özgür tarzı diyelim Razı tarzı şimdilik bekleyedursun -mu- hoş geldin...
kün den sonra kül.... keşke asıl devrim sevdikçe kendin olmak ya da sevdikçe kendinden uzağa düşmek hangisi arzulanır ki diğerini es geçerek... hoş geldin
şiir değil de Mustafa Üstat yazdıklarımızı anladığını düşündüğümüz birilerinin olduğunu bilmek hissetmek inanılmaz bir güzellik hele ki bu insanlar satır ehli şiir ehliyse daha bir âlâ oluyor ama bir sır vereyim her ne kadar kurul şiir olarak görmüş ve değerlendirip övgüye mazhar eylemişse de bu satırlarımızı ben en son "kadınlarım ve acele çaktıkları tabutlar" ı şiir diye yazmıştım kafi ya da değil bilmiyorum lakin bildiğim şu ki elimden yüreğimden zihnimden aldılar şiir isteğimi hevesimi hayalimi .... insan yağmalamasınlar diye satırlarımızı içine atıp büyütmeyi seçer oluyor neyse bak dost cümlesi selamı görünce nasıl düşüyor dil ... izini görmek güzeldi
kendimize itiraf etmek güçtür.... her şey zor olmak zorunda mı bazen kolay olsa basit olsa oluverse bir şeyler cesaret gerektirmese -ki cesaret gerektirmesi belki kökünde güvenememe duygusundan olsa gerek- apaçık yağmurda ıslanmayı seven insan apaçık görünmeyi de sevse bahsettiğiniz filmde adam ile atın birbirlerine baktıkları belki tarttıkları ama sessiz konuştukları sahne orijinal gelmişti bana da öyle ki insanların çoğu öyle bakamıyordur sevdiklerine teşekkürler tekrar ve tekrar
Dun gece trt de bi film izledim, eski bi film. 'Atlara fisildayan adam' ve sanirim hic bir zaman unutmayacagim bir replik..
" anlamak kolaydir. zor olan disindan soylemek" bunun gibi bi cumleydi.. boyledir ya, anlariz anlamasina da her seyi, sesli soylemeye cesaret edemeyiz. Kendimize itiraf etmek bu kadar güçtür işte..
doğru "gidebildiği yere kadar" ve ah ki ne acı bir cümledir aynı zamanda yamaya talip ne çok insan var aslı zannederek "ruhunu sunacak bir yar..." demişti bir arkadaşım inanılmaz hoşuma gitmişti kırık alfabelerimizle anlatamayacağımız cümlelerden birisiydi "ruhunu sunmak emanet etmek..." ve acı bir hüzün yerleşti zihnime gönlüme ruhu ruh ile eşlemeden eksik yaşamışlıkla mizana çıkmak ihtimali yüzünden.... teşekkür ederim küsss
Yalnızlık geliştirici, demleyici, kendini buldurucu insana ... ama hep yalnızlık mahvedici öyle ki Hak yolunda aşk arayıcıları bile hep o yolda kalamazlar da ara ara insanlara dönerler sanırım birin ikiyle yürüyüşü ve arada yine birliğe dönüşü aranan özlenen beklenen ve evet anlatamayan kelimelerle avuçlarımızda konuşmak dediğimiz yalın ayak yürüyüşle karalamalar üzerinden halleşiyoruz ... teşekkür ederim
Galiba şiirle uğraşanlar -şairler diyerek kendime pay çıkarmak haddimi aşar- ya yalnızdırlar ya kendilerini yalnızlığa kapatırlar -galiba satırlarla aşk yaşamayı kendilerini onlara adamayı seviyorlar- aşkı bilip aşktan bu kadar korkan ya da kaçan ya da uzak duran -ya da böyle olduğunu zanneden- başkası yoktur ne yazarsa yazsın canı acımaz şiirle uğraşanların zannımca ki bunu satırların yarayı ya da acıyı çekilir kılan tatlı dokunuşlarına bakarak söylüyorum ama sonuç değişmiyor söylediğiniz gibi bir şiirin içinde çok yalnız kalemi tutan.... teşekkür ederim LaEdry
Felsefecilerden biri sanırım Kafka için "bu adam kendi acılarını yazmamakla kendine zulmediyor " demiş sanırım bu şiir EN ÇOK kendimi ortaya koyup yediğim şiir parça parça .... teşekkür ederim
şiir yol gibi değil mi Ebru Hanım yola ne bulmak istediğimize karar vererek çıkınca yol başka her şeyi gizliyor bizden ama yola bırakınca nasibi kamil bir yolcu olarak hakk/ımız/a yazılmış ne varsa dem olmuş bir şekilde dönmek nimeti ....
teşekkür ederim oradan oraya savrulmaya el verdiğiniz göz değdirdiğiniz için her daim....