KOZADAN GELEN SESLER/yaşadığımız şu dünyada ya hiç ayna yoktu ya da o aynalara bakacak yüzümüz/ biz., kapanmış mağazaların indirilmiş vitrin kepenkleri önünde, yakamızı düzeltip., dağınık saçlarımızda gezdirirken ellerimizi.., hemen arkamızdan bir kırlangıç sürüsü uçar gider bir daha asla dinlenemeyecek türküler gibi... , /içimizde kimse duymaz oyuncakların çığlığını kesilirken., gölgesinde oynandıkları ağaç/ temel taşlarına inmeye başlayınca beynimizin kara balyozları, bütün binalarımız yıkılır., hoyratça yürüdüğümüz bu caddede, rengi atar damarımızdaki kanın, farkında olmayız son kelebek kaçar yüreğimizden, kanatları toz içinde… , /sintinesi günah yüklü gemilerimiz beklerdi limanda yüklerini taşıyamaz olup, batmadan önce/ zaten biliyorduk ki bütün çıkış yollarımız tükenmişti burada denize inen her sokağı, kendi barikatlarımızla kapatmıştık yani biz., son kahramanlarıydık kötü rüyaların bir günlük ömrü bile insan gibi yaşayamamıştık.. ……. /yok edicilerin korkusunu bir asma yaprağı kırbaçlar siz nasıl duyacaksınız çatlayan kabuk sesini/ yarınlar anlatıyor da inanamıyorum., sözde bir tırtıl.., duvarlarını aceleyle tekmeliyormuş kozasının bir an önce kelebek olmak ve konmak için bir çocuk yüreğine o çocuk., öyle çocukmuş ki, balıkçının tuttuğu balıkları tezgaha düşmeden önce, canlı-canlı atıyormuş denize… /güzel rüyaların iyi kahramanları da böyle gelecek yüreğine kelebek konmuş bir çocuk kimliğiyle/ Cevat Çeştepe |
yüreğiniz hep güzel şiirler demlesin bizde okuyalım
saygılarımla
zaralıcan