Bana güzel şeyler söyleyin
öksüz çığlığım, unutulmuş yeminim benim
duvarlara değse yanar yalnızlıktan elleri bu sinsi gecenin ipini unutmuşlar boğazımızda özgürlüğün sesimiz bundan aynıdır kalkıp kılıfını değiştiriyorum dünyanın yine uymuyor kendime ne çok acı, ne çok nefesimiz batıyor göğsümüzün tellerine nicedir sevgilim, gülü kanatır gibi sevenlerden koru ellerimizi, ellerim göğsüne emanetim dağılan yerden sen topla kalan zamanı zaman yatıyor usulca arasında hikayelerin ne çok başa dönüyor, ne çok boşa dönüyor dünya uçurumdur o plastik korkularınız merdiveninizin titriyor bacakları masanız devrik, hayatlarınız ucuz çöküyor kocaman mavi gözleri ülkemin yine de koyu kumral bir gülümseme gibi yayılıyor yüzüme hayat barışça yaşamak için, ölmeyi beklemeyelim |