Mermilerimiz yeni, savaş aynı savaş oysaince bir uçurumsa aklın, sırtını sıvazlayan o dağ benim koparıldın susmayan çavlan sesinden bilmiyorsun hala coşuyor içinde kırılan onca camın taşıdır, görmeyen gözlerimiz sesimizi rüzgar mı savurmuş yoksa henüz öğrenemediğimiz bir oyun mu hayat al avuçlarına ısıt zamanı, gel sonra sür yüzüme biraz bu satır benim sesimdir, bu şarkı dilim beni dilediğince bağır aşk, yine aşk, hücresel ve zihinsel yıkım direnci kırılıyor kollarımın dudağımda kızıl sarmalı gülünün, dikeninin göğsün mermeri ise ölümün oraya gömülmeliyim güneş çıkartmaları takmışsın alnının gökyüzüne soyun, demirden gömleğini üzerinden dilini yormuyor mu senin de bazı kelimeler upuzun bir ölüdür hayat, nefesini kuvvetli üflemezsen gri bir gülümseme bırakıyor ardında artık ölü çocuklar |
aşk, yine aşk, hücresel ve zihinsel yıkım
direnci kırılıyor kollarımın
dudağımda kızıl sarmalı gülünün, dikeninin
göğsün mermeri ise ölümün
oraya gömülmeliyim.....................ne güzel betimlemeler....tebrikler