Mavi Kanzaman uyuşmuş etimizi almaya gel almaya gel kanamadan ölen bu zavallı uyku budalasını bi dolu laf için susuyorum üstüme çektiğim kanlı yorganınızdan daha yorgunum uyuyorum sesime uçurum kondu, çığlığım düşüyor ağzımdan yuvarlanan bir taş nasılsa çarpıyor okyanusuma üstü başı mavi kan, al akan zaman gülümseyerek iyilik ettiniz birine evet, ekmeğinizi bölüşmekten daha kıymetli belki basmadan geçtiniz karıncaya yine, ne kadar iyisiniz sesime kan oturdu, adınız neydi diyemedim iki ölüm arasında gidip gelmekten, yaşamaya yetişemedim bazı şarkılar gibi kısıldı ya da unutuldu güzel insanlar neredeydiniz, uzanmaya boyum yetişmedi tutmaya kolum, ne kadar ötedeydiniz uzun bir sarhoşluktan ayılmadan geçiyoruz, dokunmadan yürümek ne zor omzuna dostunun ve siyahı ipince giyinir gibi gözlerine susmak en çok konuşma vaktinde yine de siz bilirsiniz |
iki ölüm arasında gidip gelmekten,
yaşamaya yetişemedim
şiirde yan gelip soluklanacağım sanmıştım: oysaki ne kadar acı yanımız var...finalde olduğu gibi konuşma zamanı evet ..kısaca susmamak gerek...siz bilirsinizden önce
ve sizi kutlamayıda az daha unutacaktım :)
hep yazın diyorum saygılarımla
zaralıcan