Kadınlarım ve Acele Çaktıkları Tabutlar
“ Kadınlarım mı Lelia gibi kokuyor yoksa Lelia mı kadınlarım gibi…”
Tüm kadınlarım gidiyor İklim ayırt etmeden ve son cümlemi bitirtmeden Her biri düşük yaptığı bir satırı dilinin ucuna sürüyor Dudaklarımda sebebi belli bir telaş uçukluyor Hangisine “Gitme ! Yatağına sür beni yastığına…” desem kar etmiyor Delirmiş duvar cinlerine adımı emanet ediyor Tüm kadınlarım gidiyor Mevzide yaralı bırakarak ve son bir buseyle gamzelerimi yakarak Her biri anlamı tarumar edilmiş bir cümleyi dilinin ucuna sürüyor Kulaklarımda sebebi belli bir uğultu başlıyor Hangisine “ Gitme ! Ellerine sür beni tırnaklarına..” desem fayda etmiyor Sonuna kadar içtiği sigara artıklarına tenimi emanet ediyor Tüm kadınlarım gidiyor Acele çaktıkları tabutları göz önünde bırakarak ve anıları kül etme garantili yangınlar çıkararak Her biri kitaplardan devşirdiği bir vedayı dilinin ucuna sürüyor Boğazımda sebebi belli bir yumru oturuyor Hangisine “ Gitme ! Eylül/ün/e sür beni yağmuruna..” desem çare olmuyor İlhamsız gecelerin girdaplarına ruhumu emanet ediyor Birbirine benziyor tüm kadınlarım nasipleri kadar gözyaşımla demlenip gitmek ve dönmemekte Bir tek Lelia dönüyor geriye O da hüznümü yağmalamak için ve gölgesiyle sevişmeye zorlamak için Fakat çiçeklerimi sulayıp sohbet ediyor ya dudaklarını kiraz rengiyle süslüyor ya dilim itiraza yeltenmiyor Başta seçki kurulu olmak üzere şiiri sarıp sarmalayan herkese çok teşekkür ederim... Özgür SARAÇ / Râzı 31082015Denizli |