Er'ken Öldüm . . .
. . .
Bu sabah kendimi aynaya bakan suretimden vurdum astım saçlarımdan göğe kafatasımı sırf laf etmesinler diye mahallenin kocakarılarının dillerine kezzap kulaklarına civa sözler fısıldadım kimse kusura bakmasın bu devran böyle gitmeycek Avuçlarıma saçma kucağıma barut doldurdum hedefe ayarlayıp kurşunu tam onikiden kondurdum bir kaç günlüğüne hümanistliğimi dondurdum kimseler alınmasın bu acı hep bizde tütmeyecek Günde kırk sefer uyuyup uyandım gece karası şafak arası kısacık duyguya daldım anda birazcık parmak aralarımdan aktı kanım sıcacık bereketli başaklar misali kimse hamasi laflar etmesin bu böyle bitmeyecek E y y yüreğime düşürülen kurşun sen atandan daha kalleş değilsin emmişsin suyu soğuk soğuk ta nasılbir pusula çizdin ki ömrüme Er yaşımda gelip oturdun döş kemiğime Bereatım oldun Şehitliğime . . . : Yunus Beypınar |