Rekolte mi Dekolte mi
hangi dağın iç ağrısı içinde taşıdığın
derdi sırtına kambur üstüne kambur kabuk bağlamaz yanından yaraların uykuyu uyutup sabahlarken her gece uzayıp gidiyorsun cızgı cızgı bozkırın tozlu yollarında kum çakıl ve taş yüzerken yeşil ırmakla kara deniz köpürüyor sahili döven dalgalarla ırgat elleri gibi çatlaktır bizim tarlalar kazma kürek bel tutunca acır tenimiz suya kanınca toprak iyileşiverir sancımız yanyana duran iki taş kadar suskundur kimileri araken kendi kendini kimselere rastlamadan kimlere yol oldun da kaybettin kendini anlamadan hayatı akşam olsa da uyusaktan ibâret sayanlarla sırtında yara tuz kervanlarına revan olanlar aynı dünyada yaşıyor gerisini sen anla şimdi bir güzel yenildik kılını kıpırdatmayanlarla kılı kırka yaranlar yanyana doğum lekesi gibi bitişiktir bizim coğrafyada acı keder omuz hizasına kadar beraber yürür naçarlık anadoluda yutkunmak öz kardeşimiz kursakta kalmışlık ruhumıza işlemiş ne zaman bir dala uzansa ellerimiz ulaşamayız tâ en uçtadır bize kalan meyve buzullarımız erimiştir küremiz ısınmıştır verimi düşmüştür canına okunmuştur toprağımızın yanıktır gübreden mütevellit varsa yoksa bu sene yüksek rekolte ekonomik veriler afillidir nerden çekiştirsek öbür taraftan veriyoruz dekolte Yunus Beypınar |
sırtında yara tuz kervanlarına revan olanlar
aynı dünyada yaşıyor
gerisini sen anla”... ne söylense bu kadar güzel anlatılamazdı ahvalimiz!
Aklınıza, kaleminize, en çok da insanlığınıza hayranlıkla...