şiir başımın tacı şiir gönül ilacı şiir hayat kırbacı şiir çınar ağacı şiir ile yaşarım şiir ile varım ben şiir takıp göndere denize açtım yelken daha neler yazarım gün gelip de ölmeden haydi durma devam et Şiir Şapkalı Kadın şiirlerle gömülsün yere düşünce adın
şiir içimde yara cebimde anapara şiir -vermezsem ara- çözülen tek makara kalem tutan elimde âminleri saklarım kapımı çalsa bile gamları yasaklarım kara yazsa da yazım imgelerle aklarım susmak sana yakışmaz Şiir Şapkalı Kadın şiirlerle gömülsün yere düşünce adın
şiir şakıyan bülbül şiir has bahçemde gül şiir ömrümde virgül ruhumdaki tahayyül küskünlüğü yıkadım toz ve duman içinde fakir de bendim inde’ saraylarda zengin de estim coştum enginde bazen kaldım sakinde’ yine koşmak zamanı Şiir Şapkalı Kadın şiirlerle gömülsün yere düşünce adın
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiir Şapkalı Kadın şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şiir Şapkalı Kadın şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiir uyuşturucu gibi kana karıştığı zaman uzak kalamıyor insan.Tatilde ne nete girdim ne şiir yazdım.Şiirin boşluğu nasıl büyüdü içimde anlatılmaz ve yaşayan bilir...Gelir gelmez şiir yazdım.Şiirle kalalım her zaman hocam saygılarımla..
Bu ilham ve tekâmül devam ettkçe; ( üstelik "erkek" muhalifliği ve düşmanlığı da hiç eksilmiyor maalesef!)
Şiir gözlüklü kadın Şiir çantalı kadın Şiir bastonlu kadın Şiir yorumlu kadın Şiir öksüren kadın Şiir pişiren kadın Şiir masalı kadın Şiir mutfaklı kadın ......
gibi şiirler de sırada demek ki.... Ne diyelim; hayırlısı...
Neden beni erkek düşmanı gibi görüyorsunuz ki, 3 erkek evladım 2 de erkek kardeşim var benim. Erkek kadın değil insan var yüreğimde, hiç farkı yok inanın.Sadece kadın mağdurların yanında olduğum için mi öyle düşünülüyor? Düşmanıma bile düşmanca davranamayacak kadar merhametliyim üstelik.
Ölüğü dirilten kalem.Şiirle Afet hocamı anne ve evlat gibi, et ve tırnak gibi görüyorum . Bu kadar mı yürekten emek verilir şiire ben kendilerinde gördüm bu ciddiyeti. Bu yüzden gelecekte Türk edebiyatında adından söz ettirecek mümtaz bir kalem. Şiir okutturan mahir kalemi öpüp başıma koydum .
Çok haklısınız sayın orfeo, bazı hece şiirleri var insan okurken kendinden geçiyor ama bazı hece şiirleri var ki ben onlara hece şiiri demeye dilim varmıyor. Salt kafiye uydurmak için anlamsız kelimelerin alt alta dizilisinden başka hicbir şey değil. Hele ayaklar daha da gülünç, hicbir kafiyeyi kucaklayıp taşimayan ayağa ayak değil direk derim ben. Çünki şiirin ortalarında bostan korkuluğu gibi sırıtıyor.
Açıklama için teşekkür ederim. Siteye ilk geldigimde Afet Ablamın şiirleriyle sevmiştim şiiri. Kendisinden çokça yardim aldim. Asla onun gibi olamam ama hece şiirini seviyorum.
Bu demek degildir ki, serbest şiiri sevmiyorum. Elbette serbest şiirleri seviyorum ama gerçekten şiir olanları.
Hece şiirnin modası geçti diyenler ya heceyi başarılı şekilde kullanamayanlar ya da hep kötü örneklerle karşı karşıya kalanlardır. Şiir hem imgelerle, simgelerle, edebi sanatlarla kirinden pasından arındırılmış hem de hece kalıbı içinde kafiyeli dolayısıyla ahenkli yazılıyorsa o şiir mükemmelliği yaklamış demektir. Bunun zorluğu bir çok şairi ikisinden birini tercih etmeye zorlamaktadır. hece şiiri bin yıllık bir gelenektir. Geçmişte hem de altı yüz yıl aruz şiiri var hecenin modası geçti deniyordu. Hece şiiri o altı yüz yıllık aruzu da gömüp yasinini okudu. serbest denen şiirin mazisi daha elli yıl. Hala da bir birlik oluşturamadı bir düzen tutturamadı.
Çok beğendim Afet Abla, tebrikler. Bu kadar beğenmekten de korktum. Umarım şiir benim için, senin için olduğu kadar önemli hale gelmemiştir. Şiiri hâlâ istediğim zaman vazgeçebileceğim bir "virgül" olarak görüyorum, görmek istiyorum. Yanılıyor muyum yoksa? :)
Orfeo hoca o kadar iyi analiz etmişki bu analiz bile bir çok ders niteliğinde benim bu şiire yorum yazmam bile uygun olmaz ellerinden öperim Afet İnce Kırat hanımefendi şairimizin
Baştan sona eğretilemeler var: “şiir hayat kırbacı şiir çınar ağacı.”
Sezdirmeler var: “şiir -vermezsem ara- çözülen tek makara”
Tenasüp var: “şiir şakıyan bülbül şiir has bahçemde gül”: has bahçe, gül, bülbül yine bülbül, şakımak, şiir: Bu sözcükler kendi aralarında tenasüplüdür.
Sözcük ve noktalamayla ilgili yaratıcı sapmalar var: sakinde’
Şiiri, uyaklı sözcükler içinden seçilmiş rastgele metaforlar/eğretilemeler değil. Hepsinin şairin yaşamında bir gerçekliliği var.
Örneğin: Şiir, şairin yorgun hayatında bir dinlenme anı, nefes almasını sağlayan bir ilaç ve bunu taşıyan kelime “virgül”.
Yine “küskünlüğü yıkadım toz ve duman içinde” : Afet İnce Kırat, kızlık soyadı İnce, soyadının şair üzerindeki etkisi “küskünlük”. Şimdiki soyadı ise “Kırat”: Kırat’ın tozu dumana katması “toz ve duman”.
Yine “fakir de bendim inde’ saraylarda zengin de”:Yaşadığı ve yaşanabilecek yoksulluğun en dibi ve şiir sayesinde yaşanan saray hayatı (mecazen).
Yine “estim coştum enginde bazen kaldım sakinde’ “ Yazılan binden fazla şiir: Bazen esip çoşma; bazen eğlenme; bazen de gemisini limana “sakine” demirleme.
Yine “şiir şakıyan bülbül şiir has bahçemde gül “ şairin hayatını yakından bilmek koşuluyla; şiir onun hayatının gerçek rengi ve ahengi.
Ahenk var şiirde: Uyak örgüsü: aabbbcc/ aabbbcc/ aabbbcc kusursuz. Tam ve zengin uyak; 7+7 duraklı; ayrıca iç uyaklar “kırbacı/ağacı; bülbül/gül …) ve tekrarlanan sözcüklerle yaratılan ahenk var (‘şiir’ sözcüğünün tekrarıyla).
Bu şiir, burada yazdıklarımdan ve daha yazmadıklarımdan dolayı güzel.