Fecrin Işıklarıyla
Sahil meyhanesinde meze olmuş şarkılar...
Potkallar çözüldükçe Karadeniz köpürür. Anadolu’dan öksüz Makuz talihine küs, kagir evler, konaklar… Sinop’tan ışık tutsan, Akmescit’ten görülür. Sanma ki teskin olur, toprağa yüz sürenler Kutsal bir dava için müebbet yiyenlerle Kör kuyulara mahkûm Ölümün kıyısından dönenlere sor hele Potemkin Mahlesinde adalet hükümsüzdür. Mavzerin gerisinden apoletli haydutlar Öz yurdunda yetimi, mağduru hakir görür. Yağma, kıyım, infial… Zulme baş eğmeyene kahpece kurşun sıkar Kızıl ordu illegal cinayet örgütüdür. Kan ve göz yaşlarıyla sulanmışken köy, şehir Sürgün yemiş bir kuşak, küllerinden dirilir. Şevk katar gönüllere Fecrin ışıklarıyla umutlar tazelenir Dedem Korkut’a göre tükenen kara gündür. Demir dövmek usulden, Ergenekon milattır Kırk beş asrın mahsulü destanlar anlatılır. Erenlerden itidal Katılır ninnilere, Kırım yavru vatandır Belleklere istiklal nakış nakış örülür. Paklanır dizelerden Perun’un kiri, tozu Metehanlar, Fatihler, toyların kılavuzu. Belki yarından erken Buluşur yirmi dört boy, imrendirir soysuzu. Moskofun reyonları, kaleleri yıkılır. İhtimallere kalmaz, inananlar muktedir Cihan şümul bir kavme, yarım ada az gelir. Ufuklara yelken aç Düvel-i Muazzama ki azmin eseridir. Adalet Türk’e muhtaç, yarın elbet Türk’ündür! Yurdunu kaybeden adam Cengiz Dağcı anısına. Ömer ÇELİK |