Türkmen Kızı
Servler gördüm, zor günlerde ayırdılar ikimizi
Kavuşmaz mı gül yanaklım, şan obanın bülbülleri? Sen mısralarımda tüyuğ, sevdalarımın öznesi İstersen bütün varımı vermez miyim Türkmen Kızı. Şu Kerkük’ün kalesini baba ocağı, bilirdin Aşın, ekmeğin bölüşür, karıncayı incitmezdin. Kum tipisinde, tufanda, kuşanıp nöbet beklerdin. Ezelden ihtişamını, bilmez miyim Türkmen Kızı. Cihan-şümul müfrezeler, obalardan geçer iken Kalpler incinmesin diye, olmazdı silah gösteren. Endülüs caddelerinde, fetihlerle coşulurken Dünya huzur durağıydı, anmaz mıyım Türkmen Kızı. Hak, adalet ağır geldi, garbın hit haramileri Gizli-saklı mekanlarda, kayırdılar fitneleri. Birbirine düşürdüler, kardeşleri, kuzenleri. Ortadoğu talan yeri, görmez miyim Türkmen Kızı. Kralları, mahiyeti, külçedendir mahzenleri Kurbanlık devede bile, baronların hisseleri. İzinsiz kazma vuramaz, çölüne garip bedevi Her usulsüz adaveti, yermez miyim Türkmen Kızı? Bol teçhizat ve icazet, akar iken ötelerden Elde kanas, dilde şarkı, dem vururlar kardeşlikten. Semirip kuduruyorlar, şu müşrikler kalleşlikten Dilsiz haykırışlarını, duymaz mıyım Türkmen Kızı. Nemrut’a biat edenler, kor döker çeperlerine Karanfillerin solarken, kan köpürmüş derelerde. Kollarında kelepçeler, ak güvercinler kafeste Zindanda zor günlerini, saymaz mıyım Türkmen Kızı. Külliyeler yağmalanıp, vuruldu evler, mabetler Katiller ile kol kola, kiralık, kahpe suretler. Bosna’yı, Çerkezistan’ı, Gazze’yi göremediler Sızlayan yaralarını, bilmez miyim Türkmen Kızı. Çin’in zulmü görülmüyor, Kıbrıs hala bilinmiyor Karabağlı yetimlerin feryatları duyulmuyor. Birbirine dalaşmaktan geri duran da olmuyor Senin asil duruşunu sevmez miyim Türkmen Kızı. Taş çıkarırlar Lehep’e, emperyalist, Siyonistler Vardıkları her bir yerde, kan ağlar lisan-ı beşer. Heba oluyor yüzbinler, kenetlenmelidir eller Hicaz yolları virane, gelmez miyim Türkmen Kızı. |